2022-2023 9.Sınıf Peygamberimizin Hayatı 2.Dönem 1.Yazılı - Test

Cevap anahtarı: B) Amcası Ebu Talip Bu soruda Peygamber Efendimizin (s.a.v) ilk sahabelerinden biri olmayan kişi sorulmaktadır. İslam'ın ilk dönemlerinde Peygamber Efendimizin etrafında toplanan sahabeler, önemli bir rol oynamıştır. Verilen seçenekler arasında Peygamber Efendimizin (s.a.v) ilk sahabelerinden biri olmayan kişi aşağıdaki gibidir: B) Amcası Ebu Talip: Ebu Talip, Peygamber Efendimizin amcasıdır, ancak İslam'ın ilk sahabelerinden biri değildir. Ebu Talip, Peygamber Efendimize destek olmuş ve korumuştur, ancak İslam'a inanmamıştır. Diğer seçenekler şu şekildedir: A) Eşi Hz. Hatice: Hz. Hatice, Peygamber Efendimizin ilk eşi ve İslam'ın ilk sahabelerinden biridir. İslam'a ilk iman edenlerden biri olarak Peygamber Efendimize büyük destek vermiştir. C) Dostu Hz. Ebu Bekir: Hz. Ebu Bekir, Peygamber Efendimizin en yakın dostlarından biridir ve İslam'ın ilk sahabelerindendir. İslam'ın yayılmasında büyük rol oynamıştır. D) Amcasının oğlu Hz. Ali: Hz. Ali, Peygamber Efendimizin amcasının oğlu ve İslam'ın ilk sahabelerindendir. İslam'ın yayılmasında önemli bir rol oynamış ve sonradan İslam'ın dördüncü halifesi olmuştur. E) Kızı Hz. Fatıma: Hz. Fatıma, Peygamber Efendimizin kızı ve İslam'ın ilk sahabelerindendir. İslam'ın yayılmasında aktif bir rol oynamıştır ve pek çok önemli olaya şahitlik etmiştir.

Cevap anahtarına göre, doğru cevap C seçeneği olan "Taif Yolculuğu"dur. İslamiyet'in güçlenip yayılmasına katkı sağlayan birçok olay olmuştur. Cevap anahtarına göre, Taif Yolculuğu bu olaylardan biri değildir. Taif Yolculuğu, Hz. Muhammed'in Taif şehrine yaptığı bir ziyareti ifade eder. Bu ziyaret sırasında Hz. Muhammed, kabul edilmezlik ve zorluklarla karşılaşmıştır ve İslamiyet'in yayılmasına doğrudan bir katkı sağlamamıştır.

Cevap anahtarı: D) Fiyatları yükselterek gayrimüslimleri sıkıntıya sokmak Bu soruda Peygamber Muhammed'in (s.a.v) Medine'de Müslümanlara ait bir pazar yeri kurmasının sebeplerinden biri olmayan seçenek sorulmaktadır. Medine döneminde pazar yeri kurulması, Müslüman toplumun ekonomik hayatını düzenlemek ve İslam'ın ticari hükümlerini uygulamak amacıyla gerçekleştirilmiştir. Verilen seçenekler arasında Medine'deki pazar yerinin sebeplerinden biri olmayan seçenek aşağıdaki gibidir: D) Fiyatları yükselterek gayrimüslimleri sıkıntıya sokmak: Peygamber Muhammed'in (s.a.v) pazar yerini kurma amacı, fiyatları yükselterek gayrimüslimleri sıkıntıya sokmak değildir. Diğer seçenekler şu şekildedir: A) İslam dininin ticari hükümlerini göstermek: Pazar yerinin kurulmasıyla İslam'ın ticari hükümleri uygulanmış ve Müslümanlara ticarette rehberlik edilmiştir. B) Alışverişin adap ve kurallarını belirtmek: Pazar yerinin kurulmasıyla alışverişin adaptı ve kuralları belirlenmiş ve Müslümanlara doğru ticaret etiği öğretilmiştir. C) Müslümanların ekonomik bağımsızlığı temin etmek: Pazar yerinin kurulmasıyla Müslüman toplumunun ekonomik bağımsızlığı sağlanmış ve kendi ihtiyaçlarını karşılamada güçlü bir konuma gelmeleri desteklenmiştir. E) Ticarette cahiliyeden kalma kötü alışkanlıkları kaldırmak: Pazar yerinin kurulmasıyla cahiliye dönemine ait kötü alışkanlıklar, İslam'ın doğru ticaret prensipleriyle değiştirilmiş ve Müslümanlar arasında adaletli ticaretin yaygınlaşması hedeflenmiştir.

a.  …………SAHABE.……….; Hz. Peygamber (s.a.v) devrinde Müslüman olarak onu görmüş, onun sohbetinde bulunmuş ve Müslüman olarak ölmüş kimselerdir.
b. Davet ya da diğer bir ifadeyle …TEBLİĞ.……………….; peygamberlerin, Allah’ın (c.c) kendilerine indirmiş olduğu vahiyleri insanlara eksiksiz olarak bildirmesi ve açıklamasıdır
c. Cennetlik oldukları kendileri henüz hayattayken Hz. Peygamber (s.a.v) tarafından müjdelenen on sahabiye :………….. aşere-i mübeşşere ………….. denir.
d. Allah Resulü (s.a.v) Medine’ye geldiğinde……Ebu  Eyyüp El Ensari………. evinde misafir olarak  bir süre kalmıştır.
e. Hz. Peygamber’in (s.a.v), Kâbe’den Kudüs’teki Mescid-i Aksa’ya götürülmesine  ve buradan  göğe yükseltilerek    Allah’ın (c.c)    ayetlerinin ve olağanüstü nimetlerinin gösterilmesine …………MİRAÇ………………denir.

Bu soruda boş bırakılan yerleri doldurmanız istenmektedir. Aşağıda her bir boşluğun doğru cevabı ve açıklaması verilmiştir: a. Sahabe; Hz. Peygamber (s.a.v) devrinde Müslüman olarak onu görmüş, onun sohbetinde bulunmuş ve Müslüman olarak ölmüş kimselerdir. Sahabeler, İslam'ın yayılmasında ve Hz. Peygamber'in (s.a.v) öğretilerinin aktarılmasında önemli bir rol oynamışlardır. b. Davet ya da diğer bir ifadeyle risalet; peygamberlerin, Allah'ın (c.c) kendilerine indirmiş olduğu vahiyleri insanlara eksiksiz olarak bildirmesi ve açıklamasıdır. Peygamberler, Allah'ın (c.c) mesajını insanlara iletmek ve onları doğru yola yönlendirmek için davet etmişlerdir. c. Cennetlik oldukları kendileri henüz hayattayken Hz. Peygamber (s.a.v) tarafından müjdelenen on sahabiye Ashab-ı Suffa denir. Ashab-ı Suffa, Hz. Peygamber'in (s.a.v) döneminde Medine'de bulunan ve İslam'ın erken dönemlerinde eğitim gören seçkin sahabilerdir. d. Allah Resulü (s.a.v) Medine'ye geldiğinde Ebu Eyyub el-Ensari'nin evinde misafir olarak bir süre kalmıştır. Ebu Eyyub el-Ensari, Hz. Peygamber'in (s.a.v) Medine'ye hicret ettiğinde kendisine ev sahipliği yapmış ve Hz. Peygamber'i misafir etmiştir. e. Hz. Peygamber'in (s.a.v), Kâbe'den Kudüs'teki Mescid-i Aksa'ya götürülmesine ve buradan göğe yükseltilerek Allah'ın (c.c) ayetlerinin ve olağanüstü nimetlerinin gösterilmesine İsra ve Mirac denir. İsra ve Mirac, Hz. Peygamber'in (s.a.v) geceleyin Kâbe'den Kudüs'teki Mescid-i Aksa'ya götürülmesi ve oradan göğe yükseltilmesi olayını ifade eder. Bu olayda Hz. Peygamber'e Allah'ın (c.c) ayetleri ve pek çok mucize gösterilmiştir.

Ezan   Var oluşun sebebi ve en büyük neticesi olan tevhidi ilan etmek, her şeyin Rabbi olan Allah’a (c.c) karşı kulluğu göstermek ve namaz vakitlerini bildirmek için yapılan çağrıya ezan denir.

Bu soruda ezanın ne olduğu açıklanması istenmektedir. Ezan, İslam dininde namaz vakitlerini bildirmek için minarelerden yapılan bir dini çağrıdır. Ezan, camilerdeki minarelerden yüksek bir sesle okunarak Müslümanları namaz kılmaya davet eder. Ayrıca ezan, belirli bir düzen içinde Arapça olarak okunur ve Müslümanlara namaz vaktinin geldiğini hatırlatır.

(....D..)  Peygamberimizin (s.a.v) eşi Hz. Hatice (r.a) ile amcası Ebu Talip’in vefatları sebebiyle peygamberliğin onuncu  senesine senetü’l-hüzün (hüzün yılı) denildi.
(....Y.....) Akabe Biatları, Taifliler  ile Peygamber Efendimiz (s.a.v) arasında gerçekleşti.
(.....D......) Hz. Ali (r.a), müşrikleri yanıltmak için Peygamberimizin (s.a.v) yatağına yatarak kendi canı pahasına  fedakârlıkta bulundu.
(…Y.) Sevgili Peygamberimizin (s.a.v) hicret etmesinin en önemli sebeplerinden biri, Medine ’de İslamiyet’i anlatabilecek ve yaşayabilecek bir ortamın kalmamasıydı.

İlk ifade doğrudur. Peygamberimizin eşi Hz. Hatice (r.a) ve amcası Ebu Talip'in vefatları nedeniyle peygamberliğin onuncu senesine "senetü’l-hüzün" denilmiştir. İkinci ifade yanlıştır. Akabe Biatları, Taifliler ile gerçekleşmemiş, Medineli Müslümanlarla gerçekleşmiştir. Üçüncü ifade yanlıştır. Hz. Ali (r.a) Peygamberimizin yatağına yatmamıştır. Bu ifade doğru değildir. Dördüncü ifade doğrudur. Peygamberimiz Medine'ye hicret etmesinin önemli sebeplerinden biri, Mekke'de İslamiyet'i anlatabilecek ve yaşayabilecek bir ortamın kalmamasıdır.

"İsra" kelimesinin doğru anlamı "Göğe yükselme" olarak verilmiştir. Soruda, "İsra" kelimesinin doğru anlamının hangi seçenekte verildiği sorulmaktadır. İsra, İslam inancında Peygamberimiz Hz. Muhammed'in (s.a.v) geceleyin Mescid-i Haram'dan Mescid-i Aksa'ya götürülmesi olayını ifade etmektedir, bu olaya "Göğe yükselme" denir.

Doğru cevap D) Bedir savaşı'dır. Soruda, hicretten sonra meydana gelen olayların hangisinin sorulduğu belirtilmektedir. Hicret, Peygamberimiz Hz. Muhammed'in (s.a.v) Mekke'den Medine'ye göç ettiği olaydır. Hicretin ardından birçok önemli olay yaşanmıştır. Ancak Bedir savaşı, hicretin ikinci yılında gerçekleşmiştir. Bedir savaşı, Müslümanlar ile Mekke müşrikleri arasında yapılan ve Müslümanların zaferiyle sonuçlanan bir savaştır.

Sorunun cevap anahtarı C) Peygamberimiz görevlendirmeleri yaparken herkesin sahip olduğu özellikleri göz önünde bulundurmuştur. Soruda belirtilen bilgiye göre, Peygamberimiz ilk ezanı Hz. Bilal'e okutmak için seçmiştir. Bu seçimin sebebi, Hz. Bilal'in sesinin diğer sahabilere göre daha gür olmasıdır. Bu durumda, Peygamberimiz görevlendirmeleri yaparken herkesin sahip olduğu özellikleri göz önünde bulundurduğunu söyleyebiliriz. Hz. Bilal'in güçlü sesi ezanın duyulmasını sağlamak için uygun bir seçim olmuştur.

Bu sorunun cevap anahtarı C) Mülkiyet ortaklığı'dir. İslam hukukunun temel ilkelerinden biri olarak mülkiyet ortaklığı yer almaz. İslam hukukunda mülkiyetin korunması ve sahiplik haklarına saygı gösterilmesi önemli bir ilkedir, ancak mülkiyetin ortaklaşa paylaşılması veya kolektif mülkiyet ilkesi temel prensipler arasında yer almaz. İslam hukukunun diğer temel ilkeleri ise tekliflerde kolaylık, adaletin gözetilmesi, helallerde genişlik ve cezalarda bireysellik şeklinde sıralanabilir. Bu ilkeler, İslam hukukunun temel felsefesini ve hedeflerini yansıtır. İslam hukuku, insanlara kolaylık sağlamayı, adaletin sağlanmasını, helal olan konularda genişlik ve esneklik sunmayı ve cezaların bireysel durumlar dikkate alınarak uygulanmasını amaçlar.

Cevap Anahtarı: C) Edille-i şer’iyye İslam hukukunun temel kaynakları, İslam dini ve hukukunun belirlenmesinde kullanılan kaynaklardır. Bu soruda doğru cevap, İslam hukukunun temel kaynaklarına verilen isim olan "Edille-i şer’iyye"dir. Diğer seçenekler ise farklı hukukî kavramları ifade etmektedir. Kıyas, hukuki bir konuda benzer durumların karşılaştırılması ve bir hükmün ona benzer bir duruma uygulanmasıdır. Furûat, İslam hukukunda ibadetlerle ilgili detayları içeren hükümlerdir. İcma, Müslüman hukukçuların bir konuda ortak bir görüşe varmasıdır. Sünnet ise Peygamberimiz Hz. Muhammed'in (s.a.v) sözleri, eylemleri ve onaylarıdır.

Cevap Anahtarı: C) Fıkıh. Verilen soruda, kelime anlamı olarak bir şeyi bilmek ve iyi anlamak, derinlemesine kavramak anlamına gelen ilim aranmaktadır. Bu ilim, ibadetler başta olmak üzere bir insanın diğer insanlarla kurduğu her türlü sosyal, iktisadi, kültürel ve siyasi ilişkiyi düzenleyen ilimdir. Bu tanıma en uygun olan ilim ise fıkıhtır. Fıkıh, İslam hukukunu konu alan bir disiplindir ve İslam'ın temel kaynakları olan Kur'an, sünnet, icma ve kıyas üzerine çalışır. Fıkıh, dini hükümleri anlama, yorumlama ve uygulama sürecini içerir.

Bu sorunun cevap anahtarı A) Hepsi'dir. İslam hukukunun temel ilkeleri arasında helallerde genişlik, adaletin gözetilmesi, cezalarda bireysellik ve tekliflerde kolaylık gibi prensipler bulunmaktadır. Helallerde genişlik ilkesi, İslam hukukunda mübah olan şeylerin geniş bir çerçevede değerlendirilmesini ifade eder. Adaletin gözetilmesi ise herkese eşit ve adil davranılmasını sağlar. Cezalarda bireysellik ilkesi, suçlunun durumunu ve suçun ağırlığını dikkate alarak cezaların belirlenmesini ve kişiselleştirilmesini amaçlar. Tekliflerde kolaylık ilkesi ise İslam hukukunun esaslarının insanlara mümkün olduğunca kolaylaştırılması ve yükün hafifletilmesini vurgular.

Cevap Anahtarı: B) Sanat. Verilen seçenekler arasından İslam hukuku ile doğrudan ilgisi olmayan seçeneği belirlememiz isteniyor. İslam hukuku, İslam diniyle ilgili hükümleri düzenleyen bir hukuk sistemidir. Bu hukuk sistemi genellikle ibadetler, mükellefiyetler, ukubat (cezalar) ve inançla doğrudan ilişkilidir. Sanat ise bu kapsamın dışında bir alandır ve İslam hukukuyla doğrudan ilişkisi bulunmamaktadır. Dolayısıyla doğru cevap B seçeneğidir.

Bu sorunun cevap anahtarı D) Mecelle'dir. Mecelle, edille-i şer'iyye kapsamında değildir. Edille-i şer'iyye, İslam hukukunun temel kaynakları olarak kabul edilen dört unsurdan oluşur: Kur'an, İcmâ, Sünnet ve Kıyas. Bu dört kaynak, İslam hukukunun oluşturulmasında ve yorumlanmasında kullanılır. Mecelle ise, Osmanlı İmparatorluğu döneminde hazırlanan bir medeni kanun kitabıdır. Mecelle, İslam hukukuna dayanarak hazırlanmış olmasına rağmen edille-i şer'iyye kapsamında yer almaz. Mecelle, İslam hukukunun uygulanmasında bir rehber niteliği taşır.

Cevap Anahtarı: A) Füruat. Verilen metinde, fıkhın teorik ve metodolojik yönünün yanı sıra günlük hayattaki pratik uygulamalarına bakan bir yönü olduğu belirtilmektedir. Bu günlük hayatın pratik kısmıyla ilgilenen ilme "Füruat" denir. Füruat, fıkıh ilminin uygulama alanı olan günlük hayattaki hükümleri, detayları ve pratik kuralları içerir.

Bu sorunun cevap anahtarı C) I-II-III-IV-V'dir. İnsanın doğuştan getirdiği temel haklar, insan hakları olarak adlandırılır. Yukarıdaki seçeneklerde yer alan I-II-III-IV-V, insan haklarının farklı yönlerini temsil etmektedir. Yaşama hakkı, din özgürlüğü, mülk edinme, nesil emniyeti ve akıl emniyeti, insanın doğuştan sahip olduğu temel haklardır.

Bu sorunun cevap anahtarı C) Hüsnizan'dır. Hüsnizan, bir kişinin iyiliğini istemek, düşünmek, bir olayın iy taraflarını fark etmek ve iyi kanaatte bulunmaktır. Hüsnizan, olumlu ve iyimser bir zihniyeti ifade eder. Seçenekler arasında hüsnizan hariç diğerleri olumsuz anlamlara sahiptir. Sulh barış demektir, suizan kötü zanda bulunmak anlamına gelir, tecessüs başkasının özel hayatına izinsiz olarak girmek demektir ve fitne ise kargaşa ve anlaşmazlık anlamına gelir. Bu nedenle, doğru cevap C) Hüsnizan'dır.

Özür dilerim, hatalı bir cevap verdim. Doğru cevap A) Muhakkak ki namaz hayasızlıktan ve kötülükten alıkoyar'dır. Bu ayet, namazın olumlu etkilerini vurgulayarak sosyal hayatı olumsuz etkileyen etmenlerle ilgili değildir. Diğer seçeneklerin hepsi sosyal hayatı olumsuz etkileyen etmenlerle ilgili ayet ve hadislerdir. Ancak A seçeneği, namazın hayasızlıktan ve kötülükten alıkoyduğunu ifade eder. Namaz, kişinin ahlaki değerlerini güçlendirerek sosyal hayatı olumsuz etkileyen etmenlerle mücadele etmesine yardımcı olur. Dolayısıyla, A seçeneği doğru cevaptır.