10.Sınıf Peygamberimizin Hayatı 1.Dönem Sonu Yazılı (Açık Uçlu Sorular)

Peygamberimiz (s.a.v.), İslam'ı tüm insanlara tebliğ etmiştir. Kur'an'da bu durum, "Ben, bütün insanlara bir rahmet olarak gönderildim." (Enbiya suresi, 107. ayet) ayetiyle ifade edilmiştir.

Peygamberimiz (s.a.v.), tebliğ görevinde farklı yöntemler kullanmıştır. Bu yöntemler sayesinde İslam'ı kısa sürede geniş bir alana yaymayı başarmıştır.

Peygamberimiz (s.a.v.), Kur'an-ı Kerim'in anlamını ve hükümlerini açıklayarak insanların onu doğru anlaması ve uygulamasına yardımcı olmuştur.

Bu ayette Allah (c.c.), Peygamberimizin (s.a.v.) hem tebliğ hem de tebyin görevini yerine getirdiğini bildirmektedir.

Peygamberimiz (s.a.v.) dönemindeki tebyin görevi, onun sözlü ve fiili açıklamalarıyla gerçekleşmiştir. Günümüzde ise bu görev, onun sünnetini öğrenmek ve uygulamakla gerçekleşmektedir.

* Peygamberimiz (s.a.v.) vahiyle hareket eden bir insan olarak, Allah'ın (c.c.) dinini insanlara en güzel şekilde anlatmak ve onlara dünya ve ahiret mutluluğunu kazandırmak için görevlendirilmiştir. Bu görevini yerine getirmede her zaman sabırlı ve kararlı olmuştur.

Peygamberimiz (s.a.v.) vahiyle hareket eden ve Allah'ın (c.c.) emir ve yasaklarını en doğru şekilde uygulayan bir insan olmuştur. Bu nedenle insanlara örnek bir insan olarak kabul edilmiştir.

Peygamberimiz (s.a.v.) örnek bir insan olarak insanlara iyi, doğru ve güzel bir şekilde yaşamanın yollarını göstermiştir. Bu nedenle onun örnek alınması insanların iyi, doğru ve güzel bir şekilde yaşaması için önemlidir.

Hz. Muhammed (s.a.v.), tebliğ görevinin yanı sıra, insanları kötü huy ve alışkanlıklardan arındırmak için de büyük çaba göstermiştir. O, insanlara iyiliği emretmiş, kötülükten sakındırmış, onlara doğru yolu göstermiştir.

Tezkiye, insanın kötü huy ve alışkanlıklardan arınmasını, iyilik ve güzelliklerle bezenmesini sağlar. Bu da insanın hem dünya hem de ahiret mutluluğuna vesile olur.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.), Kur'an'ı okurken, ayetlerin anlamlarını düşünerek, yavaş yavaş, tane tane, her harfini ayrı ayrı vurgulayarak okurdu. Bu şekilde okumaya "tertil" denir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Kur'an'ı bu şekilde okumakla, Kur'an'ın hakkını verdiğini ve onu en güzel şekilde insanlara ulaştırmak istediğini göstermiştir.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.), Kur'an'ın herkes tarafından okunmasını ve anlaşılmasını isterdi. Bu nedenle, Kur'an'ı güzel okuma yeteneğine sahip olan sahabeye Kur'an'ın tilavetini öğretirdi. Böylece, Kur'an'ın daha geniş kitlelere ulaşması sağlanırdı.

Hz. Ebu Bekir (r.a.), İslam'ı kabul eden ilk üç kişiden biridir.

Hz. Ebu Bekir (r.a.), İslam'ın ilk halifesi olarak Müslümanların ilk halifesidir.

Hz. Peygamber (s.a.v.) vefat ettikten sonra Müslümanlar arasında halifelik konusunda bir ihtilaf çıkmıştır. Bu ihtilafı çözmek için yapılan istişareler sonucunda Hz. Ebu Bekir (r.a.) halife seçilmiştir.

Hz. Ebu Bekir (r.a.) halifeliği döneminde Müslümanların birliğini korumak ve İslam'ın yayılmasını sağlamak için önemli adımlar atmıştır. Bu kapsamda Hz. Üsame (r.a.) komutasındaki orduyu göndererek İslam'ın yayılmasını sağlamıştır. Ridde olaylarını bastırmak suretiyle Müslümanların birliğini korumuştur. Kur'an-ı Kerim'i bir araya getirerek İslam'ın temel kaynağını muhafaza etmiştir.

Hz. Ebu Bekir (r.a.) vefat ettiğinde üzerinde bazı beytülmala ait emanet bulunmaktaydı. Bu emanetleri yerine koyması için kızı Hz. Aişe'ye (r.a.) vasiyet etti. Ayrıca Hz. Peygamber'in (s.a.v.) yanına defnedilmeyi vasiyet etti.

Peygamberimizin (s.a.v.) tebliğ görevi, Mekke’de başlayıp Medine’de devam etmiş ve vefatına kadar sürmüştür.