Peygamberlerin görevi ve ahiret kavramının İslam'daki önemi. Dünyada yapılanların hesabının verileceği ölümden sonraki sonsuz hayat.
Tevhid, Allah'ın birliğine ve eşsizliğine inanmaktır. Risalet ise, Allah'ın vahyini insanlara iletme görevidir.
Tevhid, İslam'ın en temel inancıdır. Allah'ın bir olduğuna ve hiçbir ortağı veya eşi olmadığına inanmayı içerir. Tevhid, Allah'ın zatında, sıfatlarında ve fiillerinde birliğe inanmayı gerektirir. Allah'tan başka ilah yoktur ve Hz. Muhammed (s.a.v.) Allah'ın elçisidir. Tevhid, Müslümanların günlük ibadetlerinde de önemli bir yer tutar. Namaz, oruç, zekât ve hac gibi ibadetler, Allah'ın birliğini ve eşsizliğini vurgulamaktadır.
Risalet, Allah'ın vahyini insanlara iletme görevidir. Bu görev, peygamberler tarafından yerine getirilir. Peygamberler, Allah tarafından seçilmiş özel kişilerdir. Onlar, Allah'ın mesajını insanlara iletirler ve onları doğru yola çağırırlar. Peygamberler, insanlara örnek teşkil ederler ve onların iman etmelerini sağlarlar. Hz. Muhammed (s.a.v.), son peygamberdir ve onunla birlikte risalet görevi sona ermiştir.
Tevhid ve risalet, birbirleriyle sıkı bir şekilde ilişkilidir. Tevhid, risaletin temelini oluşturur. Risalet ise, tevhidin gerçekleşmesini sağlar. Tevhid olmadan risalet olmaz, risalet olmadan da tevhit gerçekleşmez.
Tevhid ve Risalet İnancıBu yazıda peygamberler ve ahiret kavramlarını inceleyeceğiz. Peygamberler, Allah'ın (c.c.) mesajlarını insanlara iletmekle görevli seçilmiş kişilerdir. Ahiret ise, ölümden sonraki sonsuz hayat anlamına gelir.
Peygamberler, Allah (c.c.) tarafından seçilen ve ilahi mesajları insanlara ileten kişilerdir. Peygamberlerin görevi, insanları doğru yola çağırmak ve onlara Allah'ın (c.c.) emir ve yasaklarını bildirmektir. Peygamberler, olağanüstü varlıklar değillerdir. Onlar da bizim gibi insanlardır, ancak Allah (c.c.) tarafından özel olarak seçilmişlerdir. Peygamberler, toplumda örnek alınacak kişilerdir ve genellikle dürüst, güvenilir ve ahlaklı kişilerdir.
Ahiret, ölümden sonraki sonsuz hayat anlamına gelir. Ahiret hayatı, İsrafil adlı meleğin sûra üflemesiyle başlayacaktır. Ahiret konusuyla ilgili olarak birtakım kavramlar karşımıza çıkmaktadır:
Ölümle başlayıp tekrar dirilme zamanına kadar sürecek olan ara dönemdir.
Kalkma, doğrulma, dikilme, ayaklanma, dirilme. Evrende bulunan her şeyin yok olmasıyla, ölen tüm insanların yaptıklarının hesabını vermek üzere diriltilecekleri zaman.
Kıyamet günü ikinci kez sûra üflendikten sonra bütün insanların diriltilerek mezarlarından kalkıp dünyada iken yaptıkları her şeyin hesabını vermek üzere toplanacakları yer.
Doğru ve yanlışın, hak ve batılın, zulüm ve adaletin, iyilik ve kötülüğün farkını bildiren hüküm. Kıyamet günü insanların günah ve sevabını tartan ve nasıl olduğu bilinmeyen terazi.
Mahşer yerinden itibaren cehennemin üzerinden cennete kadar uzanan ve insanların dünyada yapmış oldukları davranışlar ve imanlarına göre üzerinden geçebilecekleri köprü.
Peygamberler ve ahiret kavramları, İslam dininin temel inançlarından biridir. Peygamberler, Allah'ın (c.c.) mesajlarını insanlara iletmek ve onları doğru yola çağırmakla görevli kişilerdir. Ahiret ise, ölümden sonraki sonsuz hayat anlamına gelir. Ahiret hayatında insanlar, dünyada yaptıklarının hesabını verecek ve yaptıklarına göre cennet veya cehenneme gideceklerdir.
Hz. Yakup, Hz. İshak'ın oğlu ve Hz. İbrahim'in torunudur. O, on iki çocuğu olan bir peygamberdir. Çocukları arasında Hz. Yusuf ve Hz. Bünyamin'in anneleri küçük yaşta vefat etmiştir.
Hz. Yakup, evlat acısı ve evlat ihaneti ile imtihan edilmiştir. Oğlu Yusuf'u kaybetmiş, üzüntüsünü ve hasretini içinde gizlemiş, şikayetini sadece Allah'a (c.c.) iletmiştir. Hiçbir zaman ümitsizliğe kapılmamıştır. Allah Teâlâ onun sabrına karşılık vermiş, nice yıllar sonra oğlu ile kavuşturmuştur.
Hz. Yusuf, gençlik çağına adım atmak üzereydi. Güzel ve zeki bir çocuktu. Zeki olduğu kadar da güzel bir ahlaka sahipti. Babası Hz. Yakup peygamber de onu çok seviyordu. Onun bu özellikleri ile öne çıkması kardeşlerinin de dikkatini çekiyordu. Kardeşleri içten içe onu kıskanıyorlardı.
Bir gece ilginç bir rüya gören Yusuf, rüyasını babasına anlattı. Rüyasında on bir yıldız, güneş ve ayın kendisine secde ettiğini görmüştü. Hz. Yakup, oğlunun rüyasını yorumladı. Rüyanın, Hz. Yusuf'un peygamber olacağına ve kardeşlerinin ona itaat edeceğine işaret ettiğini söyledi.
Hz. Yusuf'un rüyası, kardeşlerinin onu kıskanmasını daha da artırdı. Bir gün kardeşleri, Hz. Yusuf'u tarlaya götürüp bir kuyuya attılar. Daha sonra babalarına, Hz. Yusuf'un bir kurt tarafından öldürüldüğünü söylediler.
Bir kervan, Hz. Yusuf'un bulunduğu kuyunun yanından geçerken onu gördü ve yukarı çıkardı. Daha sonra onu Mısırlı bir tüccara sattılar. Tüccar, Hz. Yusuf'u Mısır'a götürdü ve orada bir vezire sattı.
Hz. Yusuf, vezirin evinde çalışmaya başladı. Bir gün vezirin karısı, Hz. Yusuf'a ilgi duymaya başladı. Hz. Yusuf, onun ilerlemelerine karşı koydu. Bunun üzerine vezirin karısı, Hz. Yusuf'u iftira atarak zindana attırdı.
Hz. Yusuf, zindanda iki kişiyle birlikteydi. Birisi, firavunun aşçısı, diğeri de firavunun şarapçısıydı. Bu kişiler rüya gördüler ve rüyalarını Hz. Yusuf'a anlattılar. Hz. Yusuf, rüyalarını yorumladı ve onlara geleceğin ne olacağını söyledi.
Bir süre sonra firavun da rüya gördü. Rüyasında, yedi zayıf ineğin yedi şişman ineği yediğini ve yedi kuru başağın yedi yeşil başağı yediğini gördü. Firavun, rüyasını yorumlayacak birini aramaya başladı. Hz. Yusuf'un rüyaları yorumlama yeteneği duyuldu ve firavun onu çağırttı. Hz. Yusuf, firavunun rüyasını yorumladı ve yaklaşan kıtlık yıllarından bahsetti.
Hz. Yusuf'un yorumları firavunu etkiledi ve onu Mısır'ın veziri yaptı. Hz. Yusuf, kıtlık yıllarında Mısır'ın yönetiminde önemli rol oynadı ve halkın aç kalmasını önledi.
Kıtlık yıllarında Hz. Yusuf'un kardeşleri de Mısır'a geldi. Hz. Yusuf, onları tanıdı ama onlar onu tanımadı. Hz. Yusuf, kardeşlerine çeşitli oyunlar oynayarak onları sınadı. Sonunda kendini onlara tanıttı ve kardeşleriyle kavuştu.
Hz. Yakup ve Hz. Yusuf kıssası, sabır, kardeşlik ve affetmenin önemini vurgulamaktadır. Bu kıssa, aynı zamanda Allah'ın her şeyin en iyisini bilen ve her şeyi takdir eden bir yaratıcı olduğunu da göstermektedir.
Hz. Yusuf ve Hz. Yakup kıssasının anlatıldığı bir video: https://www.youtube.com/watch?v=7v_U5Jf5oH0
Hz. Yusuf (a.s.), Hz. Yakup (a.s.)'ın oğullarından biridir. Kardeşleri tarafından kıskanılan Hz. Yusuf (a.s.), bir kuyuya atılır ve ardından köle olarak Mısır'a satılır. Hz. Yusuf (a.s.), Mısır'da çeşitli zorluklarla karşılaşır, ancak sonunda Mısır'ın veziri olur.
Hz. Yusuf (a.s.), kardeşleri tarafından bir kuyuya atılır. Ancak kuyudan geçen bir kervan tarafından kurtarılır ve Mısır'a satılır.
Hz. Yusuf (a.s.), Mısır'da bir vezirin kölesi olarak çalışmaya başlar. Ancak kısa sürede yetenekleri ve dürüstlüğü nedeniyle vezirin güvenini kazanır ve Mısır'ın veziri olur.
Mısır'da kıtlık yaşanması nedeniyle Hz. Yusuf'un (a.s.) kardeşleri Mısır'a gelirler. Hz. Yusuf (a.s.), kardeşlerini tanır, ancak kendini onlara tanıttır. Kardeşleri yaptıkları hatadan pişmanlık duyarlar ve Hz. Yusuf (a.s.) onları affeder.
Hz. Yusuf (a.s.), Mısır'da uzun yıllar boyunca vezirilik yapmıştır. Ölümünden sonra yerine oğlu Hz. Bünyamin (a.s.) geçmiştir.
Hz. Yusuf (a.s.), hayatı boyunca birçok zorlukla karşılaşmıştır. Ancak sabrı, azmi ve dürüstlüğü sayesinde bu zorlukların üstesinden gelmiştir. Hz. Yusuf (a.s.), Müslümanlar için önemli bir örnektir.
--------- Bu içerikle alakalı kaynak linkleri: * [Hz. Yusuf (a.s.)'ın Hayatı](https://www.diyanet.gov.tr/kurani-kerim/tefsir/yusuf-suresi-1-111-ayet-tefsiri/167295) * [Hz. Yusuf (a.s.)'ın Kardeşleriyle Buluşması](https://www.youtube.com/watch?v=p_Bv-K0_W2g)Hz. Yusuf, Allah (c.c.) tarafından gönderilen bir peygamberdir. O, gençliğinde büyük bir imtihana maruz kalmış ve bu imtihanda sabır ve iffet göstermiştir.
Hz. Yusuf, köle olarak yerleştirildiği evin hanımefendisinin zina teklifini reddetmiştir. Bu teklifi reddetmesi üzerine hanım, onu yalan yere hırsızlıkla suçlayarak zindana attırmıştır.
Hz. Yusuf, zindanda 12 yıl boyunca sabırla beklemiş ve sonunda Allah tarafından kurtarılmıştır. O, zindanda bulunduğu süre boyunca hiçbir zaman Allah'a (c.c.) karşı şikâyet etmemiş ve hep O'na güvenmiştir.
Hz. Yusuf, zindanda bulunduğu süre boyunca iffetli bir duruş sergilemiştir. O, hanımın zina teklifini reddetmiş ve zindanda bulunduğu süre boyunca hiçbir kadına göz dikmemiştir.
Hz. Yusuf, Allah (c.c.) tarafından kurtarıldıktan sonra Mısır'ın azizlerinden biri olmuştur. O, Mısır'da yaşanan kıtlık sırasında halkı açlıktan kurtarmış ve büyük bir devlet adamı olarak tarihte yerini almıştır.
Hz. Yusuf'un hikâyesi, bize birçok öğüt vermektedir. Bu öğütlerden bazıları şunlardır:
Hz. Yusuf (as), kardeşlerinin ona yaptıkları kötülükleri affetmiş ve onları Mısır'da misafir etmiştir. Bir keresinde, kardeşleri yiyecek almak için Mısır'a geldiklerinde, Hz. Yusuf onları tanıdı ancak kendini belli etmedi. Kardeşleri, Hz. Yusuf'un huzuruna çıktıklarında ona saygılı bir şekilde davrandılar ve yiyecek istediler. Hz. Yusuf onlara yiyecek verdi ve ayrıca bir kese altın gönderdi. Kardeşleri, altın kesesini fark etmeyerek evlerine döndüler.
Hz. Yusuf, kardeşlerinin yaptıkları kötülükleri affetmiş ve onları bağışlamıştır. Onlara iyi davranmış ve yiyecek vermiştir. Ayrıca, kardeşlerine bir kese altın göndererek onların geçimlerini sağlamalarını sağlamıştır.
Hz. Yusuf, kardeşlerine karşı çok merhametli ve affedici olmuştur. Onların yaptıkları kötülükleri affetmiş ve onları bağışlamıştır. Ayrıca, onlara iyi davranmış ve yiyecek vermiştir.
Hz. Yusuf (a.s.), Hz. Yakup (a.s.)'ın on iki oğlundan biriydi. Diğer kardeşleri onu kıskandılar ve onu bir kuyuya attılar. Sonra da babalarına Yusuf'un vahşi bir hayvan tarafından öldürüldüğünü söylediler.
Yusuf (a.s.) kuyudan kurtarılarak Mısır'a götürüldü ve bir köle olarak satıldı. Ancak güzelliği ve zekasıyla kısa sürede efendisinin gözüne girdi ve onun evinin yöneticisi oldu.
Mısır'da kıtlık yılları yaşanmaya başladı. Yusuf (a.s.) önceden gördüğü rüyayı yorumladı ve Mısır halkına kıtlık için önlem almalarını söyledi.
Kıtlık yıllarında Yusuf (a.s.)'ın kardeşleri de Mısır'a geldiler. Ancak Yusuf (a.s.) onları tanımadı ve kendilerini sınamak için çeşitli oyunlar oynadı.
Yusuf (a.s.) sonunda kardeşlerine kendini tanıttı ve onları affetti. Sonra da onları ve babalarını Mısır'a getirtti.
Hz. Yusuf (a.s.), Allah'ın (c.c.) sevgili bir peygamberi ve güzel ahlâk timsaliydi. Kardeşlerine karşı merhametli ve affediciydi. Sabrının ve takvasının karşılığını Allah (c.c.) ona en güzel şekilde verdi.
Videolar Hz. Yusuf (a.s.) Kısası Hz. Yusuf (a.s.)'un Kardeşlerine Affı Diğer Kaynaklar İslam Ansiklopedisi - Hz. Yusuf (a.s.) Kur'an-ı Kerim - Yusuf Suresi MealiHz. Yusuf, Hz. Yakup'un on iki oğlundan biridir. Hz. Yusuf küçükken rüyalarında on bir yıldız, ay ve güneşin kendisi için secde ettiğini görmesinden sonra babasına bu r sueñosu anlar.
Hz. Yusuf'un kardeşleri, onun bu r sueñosundan dolayı ona haset ederler. Onu babasının yanında küçük düşürmek için bir plan kurarlar. Hz. Yusuf'u bir kuyuya atıp, babasına vahși bir canlın onu yediğini söyleyeceklerdir.
Hz. Yusuf'un Kardeşleri | Yapılan Plan |
---|---|
Reuven | Hz. Yusuf'u kurtarmaya çalışır, ancak kardeşleri onu engeller. |
Yehuda | Hz. Yusuf'u Mısırlı tüccarlara satmayı önerir. |
Simeon | Hz. Yusuf'u kuyuya atar. |
Diğer Kardeşler | Babalarını Hz. Yusuf'un vahși bir canlın onu yediğine ikna ederler. |
Hz. Yusuf, Mısırlı tüccarlar tərəfindən satın alınıp Mısıra getirilir. Orada Potifar adında bir adamın kölesi olur. Potifar'ın karısı Züleyha, Hz. Yusuf'a asıktır. Hz. Yusuf, Züleyha'nın teklifini reddeder. Züleyha da bunun üstüne Hz. Yusuf'u iftira atarak hapsettirtir.
Hz. Yusuf, hapisteyken Firavun'un iki vazifəlisiyle tanışır. Bu vazifəlising metinleri onun tabir edebileceğini öğrenince,metinlerini tabir etmesi için Hz. Yusuf'a getirirler. Hz. Yusuf, Firavun'un vazifəlising metinlerini tabir ederek, Firavun'a kuraklıktan ve kıtlıktan bahseder.
Firavun, Hz. Yusuf'un tabir ettiği metinlerin doğru çıkıypr olması üstünde onu serbest bırakır ve vezirlik teklif eder. Hz. Yusuf,vezirlik teklifini kabul eder. ve Mısırdaki kıtlığı gidermek için çalışır.
Hz. Yusuf, Mısırdaki kıtlığı gidermek için yaptığı çalışmalar sırasında kardeşleriyle karşılaşır. Kardeşleri onu tanımazlar, ancak Hz. Yusuf onları tanır. Hz. Yusuf, kardeşlerine yardım eder ve onları Mısıra getirir.
Hz. Yusuf, kardeşleriyle karşılaştıktan sonra, babasını ve diğer aile üyelerini de Mısıra getirir. Böylece Hz. Yusuf'un tüm ailse Mısıra kavuşur.
Hz. Yakup ve Hz. Yusuf'un hikaykı, bize iyiliğin her zaman kötülüğe galip geldiği mesajını verir. Hz. Yusuf, kardeşlerinin kötülüklerine rağmen, onlara iyilik yaptı ve onları aff etti. Hz. Yusuf, sabırlı ve metanetli bir kişilikti. Zorluklara rağmen, asla umudunuz yitirmedi ve sonunda hak ettiğini aldı.
Hz. Yusuf ve Hz. Yakup'un HaykıHucurat Suresi, Medine döneminde, hicretin 9. yılında nazil olmuştur. Surede, müminlerin Peygamber Efendimiz’e gösterecekleri saygı ile birbirlerine karşı takınacakları edep ve ahlak üzerinde durulmuştur. Allah (c.c.) katındaki değerin ölçüsü ve iman edenlerin bazı özellikleri bildirilmiştir.
Hucurat Suresi, müminlerin günlük hayatlarında uymaları gereken önemli kuralları içermektedir. Bu surede belirtilen kurallar, insanların birbirleriyle olan ilişkilerinin sağlıklı ve huzurlu bir şekilde yürütülmesini sağlar.
Hucurat Suresi, müminlerin hayatları için önemli dersler içeren bir suredir. Bu surede belirtilen kuralları uygulayan müminler, hem dünyada hem de ahirette mutlu ve huzurlu bir hayat yaşayabilirler.
İslam, Hz. Âdem'den Hz. Muhammed'e (s.a.v.) kadar gelen bütün peygamberlerin getirdiği dinin ortak adıdır. Allah'a (c.c.) bağlılığın ve teslimiyetin ifadesidir. İslam, barışın, özgürlüğün, iyiliğin ve adaletin toplumda yaygınlaşması için Allah'ın (c.c.) insanlara göndermiş olduğu temel yaşam ilkeleridir.
İslam, insanlara barış, özgürlük, iyilik ve adalet sağlayan, onları kötülüklerden ve günahlardan uzaklaştıran, onlara doğru yolu gösteren ve onları ebedi saadete kavuşturan ilahi bir dindir.
İslam'ın Önemi ve Faydaları Kur'an-ı Kerim Mealiİslam, kelime anlamı itibarıyla 'boyun eğme, itaat, teslim olma, sulh ve barış yapma' anlamlarına gelmektedir.
Hz. Muhammed, İslâm'ı "Allah'tan başka ilah olmadığına, Muhammed'in de Allah'ın Resûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazân orucunu tutman ve gücün yeterse Kâbe'yi hac etmendir" diye tanımlamıştır.
Takva, Allah'ın sevgisini kaybetmekten korkarak, O'nun emirlerini yerine getirip, yasakladığı kötülükleri terk etmektir.
Sabır; tutma, engelleme, direnç gösterme, kararlılık, cesaretli olma, acele etmeme gibi anlamlara gelmektedir.
Sulh barıştır. Sulh huzurdur. Sulh kardeşliktir. Sulh kötülükten uzak durmaktır. Kötülüğe yönelenler sulhu bozan insanlardır.
İslam, insanların iyilik, adalet ve huzur içinde yaşamaları için Allah'ın peygamberler aracılığıyla gönderdiği yaşam biçimidir.
Barış ve Kardeşlik, İslam dininin temel ilkelerinden biridir. Yüce Allah Kur'an-ı Kerim'de kardeşler arasında nasıl davranılması gerektiğini açık bir şekil- de belirtmektedir: "Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah’tan korkun ki esirgenesiniz.” 126
Ailede; anne baba arasında, kardeşler arasında, anne baba ve çocuklar arasında barış oldukça önemlidir. Anne babanın sulh içinde olması ailede huzuru sağlayacaktır. Kavga edilen bir ailede çocuklar mutlu olmayacaktır.
Okulda arkadaşlar arasında barış önemlidir. Arkadaşlar birbirine karşı hata yapabilir, belki de bir- birbirine kızabilirler. Ama bu küslük uzatılmadan hemen özür dilenmelidir. Özür dilenen kişi de özrü kabul etmelidir.
Toplumda sulh; farklı düşüncelere sahip insanlar arasında, anlayış ve hoşgörünün hakim olma- sıdır. Bizler makine değiliz. Farklı düşünebiliriz. Ancak farklı düşüncelerimiz birbirimize karşı nefret ve düşmanlık duygusu oluşturmamalıdır.
Dünyada barış ise; ülkeler arası anlaşmalara riayet edilmesi ve masum insanların öldürülmemesi açısından önemlidir.
Barış, insan hayatının vazgeçilmez unsurlarından biridir. Barış içinde yaşamak, mutlu ve huzurlu bir yaşam sürmek anlamına gelmektedir. Herkesin barış içinde yaşaması için elinden geleni yapması gerekmektedir.
Kaynaklar: Kur'an-ı Kerim Barış ve Kardeşlik