11. Sınıf TDE Yazılı Soruları (Açık Uçlu Sorular)

Bu soru, öğrencilere toplumcu gerçekçilik akımının edebiyatın işlevine nasıl bir vurgu yaptığını anlatmayı amaçlar.

Tanzimat Dönemi şiiri, toplum için sanat anlayışıyla eser verilen birinci dönem ve sanat için sanat anlayışıyla eser verilen ikinci dönem olarak ikiye ayrılır.

Hürriyet Kasidesi, Tanzimat Dönemi'nin ikinci dönemi şairlerinden Namık Kemal tarafından yazılmış bir kasidedir. Şiirde hürriyet kavramı ele alınarak övülmektedir.

Servetifünun Dönemi şiirinde aşk, ölüm, tabiat ve sosyal konular gibi temalar işlenir. Bunlardan aşk, en çok işlenen temalardan biridir.

Yahya Kemal Beyatlı, "Sessiz Gemi" şiirinde yalın bir dille yazmış, betimleyici bir anlatım tutumu sergilemiştir. Şiirde "Artık demir almak günü gelmişse zamandan, / Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan." dizelerinde olduğu gibi hayallerden, imgelerden, izlenimlerden, birtakım benzetme ve mecazlardan yararlanmıştır.

"Meçhul" kelimesi, bilinmeyen, belirsiz anlamındadır. "Gemi" ise yolculuk aracını simgeler. Bu nedenle, "Meçhule giden bir gemi" ifadesi, hayatın bilinmezliklerine doğru giden yolculuğu simgelemektedir.

Millî Edebiyat Dönemi şiirinde genellikle vatan sevgisi, kahramanlık, aşk, doğa ve tarih temaları işlenir. Bu temalar şiirlerde farklı şekillerde ve farklı duygularla ele alınır.

Millî Edebiyat Dönemi şiirinde genellikle yalın, sade ve anlaşılır bir dil kullanılır. Bu dilde halk şiiri geleneğinden yararlanılır. Şiirler genellikle hece ölçüsüyle yazılır.

Şiirde, şair, çocukluğunun geçtiği köyüne duyduğu özlemi dile getirmiştir. Köyünü "Gözlerimde canlandı / Heyder Baba'nın yalçın tepeleri", "Köyümün türküleri / Kulaklarımda çınladı" gibi ifadelerle betimlemiştir.

Şiir, Anadolu'yu ve Anadolu insanını konu edindiği için Memleket Edebiyatı'na aittir. Bu akımda Anadolu'ya yöneliş, memleket manzaraları, vatan ve millet sevgisi gibi temalar işlenmiştir.

1. Millî Edebiyat Dönemi şiiri, Tanzimat Dönemi’nden sonra başlayan ve Türk edebiyatında milliyetçilik akımının etkisiyle gelişen bir şiir hareketidir. Bu nedenle, Millî Edebiyat Dönemi şiiri, Türk edebiyatındaki ilk milli şiir hareketidir. 2. Millî Edebiyat Dönemi şiiri, halk şiirinin etkisiyle gelişmiştir. Bu nedenle, Millî Edebiyat Dönemi şiiri, hece ölçüsü ile yazılmıştır. 3. Millî Edebiyat Dönemi şiiri, genellikle millî ve sosyal temaları işlemiştir. Bu nedenle, Millî Edebiyat Dönemi şiiri, genellikle millî ve sosyal temaları işlemiştir. 4. Millî Edebiyat Dönemi şiiri, dili sade ve anlaşılır bir dildir. Bu nedenle, Millî Edebiyat Dönemi şiiri, dili sade ve anlaşılır bir dildir.

Rüzgar enerjisi, temiz ve yenilenebilir bir enerji kaynağıdır. Bu nedenle, rüzgar enerjisi kullanımının yaygınlaşması, çevre ve sürdürülebilirlik açısından önemlidir. Rüzgar enerjisi kullanımının yaygınlaşması için öncelikle rüzgar enerjisi potansiyelinin tespit edilmesi ve bu potansiyelin değerlendirilmesi gerekir. Bu çalışmalar, rüzgar enerjisi santrallerinin kurulacağı yerlerin belirlenmesine yardımcı olacaktır. Rüzgar enerjisi santrallerinin kurulumu ve işletilmesi için teşvik edici politikalar geliştirilmesi de rüzgar enerjisi kullanımının yaygınlaşmasında etkili olacaktır. Bu politikalar, rüzgar enerjisi santrallerinin kurulmasını ve işletilmesini daha cazip hale getirecektir. Son olarak, rüzgar enerjisi teknolojilerinin geliştirilmesi ve maliyetlerinin düşürülmesi de rüzgar enerjisi kullanımının yaygınlaşmasını sağlayacaktır. Bu çalışmalar, rüzgar enerjisinin daha verimli ve daha ekonomik bir şekilde üretilmesini sağlayacaktır.

Örneklendirmede, verilen örneklerin ana düşünceyi desteklemesi gerekir. Örnekler, konuyla doğrudan ilgili olmalıdır. Örnekler verilirken, örneklerin yeterli olması gerekir.

Münazara, bu konudaki farklı görüşlerin tartışılması amacıyla düzenlenmiştir.

Jüri, bu kriterleri göz önünde bulundurarak münazarayı değerlendirmektedir.

Metinde, yazar, zenginlerin iftar sofralarında gösterişe kaçmadan, yoksullara yardım etmenin önemini vurgulamaktadır. Bu nedenle, temel düşüncenin toplumda yardımlaşma ve dayanışmanın önemi olduğu söylenebilir.

Her iki yazar da sohbet türünde yazdıkları metinlerde, günlük konuşma diline yakın, akıcı, canlı ve samimi bir dil kullanmışlardır. Bu nedenle, her iki yazarın sohbet türünde yazdıkları metinlerde ortak dil özellikleri görülmektedir.

Yusuf Ziya Ortaç, edebiyat hayatına aruzla yazdığı şiirlerle başladı. Ziya Gökalp'ın etkisiyle heceyle yazmaya başladı ve Beş Hececiler topluluğuna katıldı. Sanat yaşamını bu topluluk anlayışı doğrultusunda Anadolu'yu ve Anadolu insanını ele alan eserler vererek sürdürdü.