11.Sınıf Tarih 1.Dönem 2.Yazılı - Açık Uçlu Sorular

Bu soru, Jean-Jacques Rousseau'nun "Toplumsal Sözleşme" teorisini ve bu teorinin toplum ve devlet anlayışı üzerindeki etkilerini anlamamızı gerektirir. Rousseau'nun demokrasi ve insan haklarına dair düşüncelerini değerlendirmemize yardımcı olur.

Katolik Kilisesi, Orta Çağ Avrupa'sında siyasi, sosyal ve ekonomik alanda en yetkili kurumdu. Kilise, artan maddi ve siyasi gücüyle birlikte tekelci uygulamalara başvurmuştur. Bu uygulamalar, halkı kiliseye karşı tepkili hale getirmiştir. Kilisenin dogmatik anlayışı ve bilimsel gelişmeleri engellemesi de otoritesinin sarsılmasına neden olmuştur. Kilisenin halk üzerindeki baskısı da halkın kilise karşıtlığını artırmıştır.

Galileo, teleskobu kullanarak yaptığı gözlemlerle Güneş Sistemi’nin yapısı hakkında önemli bilgilere ulaşmıştır. Copernicus, Dünya’nın Güneş etrafında döndüğünü ileri sürmüş ve bu görüşünü bilimsel kanıtlarla desteklemiştir. Kepler, gezegenlerin Güneş etrafında eliptik bir yörüngede hareket ettiğini keşfetmiştir.

Coğrafi Keşifler sonucunda Avrupa’ya ulaşan altın ve gümüş miktarı artmış, bu da Avrupa’da para bolluğuna neden olmuştur. Bu durum, Avrupa’da üretim ve ticareti artırmış, ancak Osmanlı Devleti’nde enflasyona yol açmıştır. Bununla birlikte, Avrupalı devletler, sömürgelerinde elde ettikleri hammaddeleri kullanarak sanayileşmeye başlamış, bu da Osmanlı Devleti’nin ekonomik üstünlüğünü kaybetmesine neden olmuştur.

Tımar sistemi, Osmanlı Devleti’nin temel kurumlarından biri olup, ordunun önemli bir kısmının ihtiyaçlarını karşılamaktaydı. Ancak 16. yüzyılın sonlarından itibaren tımar sistemi bozulmaya başlamış, tımarlar rüşvet karşılığında sipahiler dışında kimselere verilmeye başlamıştır. Bu durum, tımarlı sipahilerin sayısının azalmasına neden olmuştur.

İltizam sistemi ile mültezimler, eyaletlerdeki tımar ve zeamet gelirlerinden elde ettikleri vergileri devlete ödemekle yükümlüydü. Bu vergilerin toplanması için mültezimler, eyaletlerde bulunan taşra idarecileri ve yerel güçlerden yararlandı. Mültezimlerin vergileri tahsil etmek için uyguladığı yöntemler, köylülerin üzerindeki baskıyı artırdı. Ayrıca, iltizam sisteminin yaygınlaşması ile eyaletlerdeki tımar ve zeamet gelirleri düzenli olarak tahsil edilemez oldu. Bu durum, tarımsal üretimin azalmasına ve köylülerin yoksullaşmasına neden oldu.

İbrahim Müteferrika matbaası, Osmanlı Devleti'nde bilginin, eğitimin, bilimin ve kültürün gelişmesine önemli katkılar sağlamıştır.

Fransız İhtilali, Avrupa tarihinde önemli bir dönüm noktasıdır. İhtilal, mutlakiyet rejimini yıkarak yerine cumhuriyeti getirdi. Ayrıca, eşitlik, özgürlük ve kardeşlik gibi kavramları öne çıkararak modern dünyanın temellerini attı.

İngiltere, 1821 Yunan İsyanı’nın başlangıcında Osmanlı Devleti’nin yanında yer almış ve isyanı bastırmaya çalışmıştır. Ancak isyanın ilerlemesi ve Rusya’nın isyanı desteklemeye başlaması üzerine İngiltere, politika değişikliğine giderek isyanı desteklemeye başlamıştır. İngiltere’nin bu politikası, Rusya’nın Akdeniz’e inmesini engellemek ve Doğu Akdeniz’de olası Rus genişlemesine karşı stratejik bir müttefik kazanmak istemesinden kaynaklanmaktadır.

Sanayi Devrimi, Avrupa'da üretim tarzını ve toplumsal yapıyı köklü bir şekilde değiştirmiştir. Bu değişimler, devlet-toplum ilişkilerini de etkilemiştir.

Nizam-ı Cedit Ordusu, 1792 yılında Sultan III. Selim tarafından kurulmuştur. Bu ordu, Avrupa tarzında eğitilmiş ve teçhiz edilmiş bir ordudur. Nizam-ı Cedit Ordusu'nun kurulmasıyla, Osmanlı Devleti'nin askerî gücü artmış ve Avrupalı devletlerle rekabet etme şansı elde edilmiştir.

Sanayi Devrimi ile birlikte Avrupa’da artan üretim ve ticaret hacmi, daha hızlı ve daha verimli bir ulaşım sistemine ihtiyaç doğurmuştur. Bu nedenle demir yolu ve buhar gücünün kullanılmasıyla birlikte ulaşım da önemli gelişmeler yaşanmıştır. Demir yolları, yük ve yolcu taşımacılığında daha hızlı ve daha ucuz bir seçenek sunmuştur. Yol ve kanalların inşası ile de ulaşım ağları genişletilmiştir. Bu gelişmeler, ulaşım maliyetlerinin ve süresinin azalmasına neden olmuştur.

II. Abdülhamid Dönemi'nde açılan hastaneler, Osmanlı Devleti'nde tıp alanındaki gelişmelere önemli katkı sağlamıştır. Bu hastanelerde tedavi gören hastaların iyileşme oranları artmış ve hastaların yaşam kalitesi yükselmiştir.

Dil, bir milletin ortak kültürel ve tarihsel mirasını yansıtan en önemli unsurdur. Aile, milleti oluşturan bireylerin birbirleriyle olan ilişkilerini düzenleyen sosyal bir kurumdur. Bayrak ise milletin bağımsızlığını ve egemenliğini simgeleyen bir semboldür.

1. Soru doğrudur. Sultan II. Mahmud, 1824 yılında yayımladığı bir fermanla İstanbul'da ilköğretimi zorunlu hâle getirmiştir. 2. Soru yanlıştır. Osmanlı Devleti'nde yabancı okullar, modernleşmenin önünde bir engel oluşturmuştur. 3. Soru yanlıştır. Dârülaceze, Sultan II. Abdülhamid tarafından 1895 yılında İstanbul'da kurulan bir sosyal yardım kurumudur. 4. Soru doğrudur. Sultan II. Abdülhamid, eğitim alanında yaptığı reformlarla Osmanlı Devleti'ni çağdaşlaştırmayı amaçlamıştır. 5. Soru doğrudur. Sultan II. Abdülhamid döneminde açılan okullarda din eğitimi ön planda olsa da, diğer derslere de önem verilmiştir. 6. Soru doğrudur. Sultan II. Abdülhamid, sosyal yardım alanında yaptığı çalışmalarla Osmanlı Devleti'ni bir refah devleti hâline getirmeye çalışmıştır. 7. Soru doğrudur. Sultan II. Abdülhamid döneminde açılan okullarda kız öğrencilere de eğitim verilmeye başlanmıştır. 8. Soru doğrudur. Sultan II. Abdülhamid döneminde açılan okullarda yabancı dil eğitimi önem kazanmıştır. 9. Soru doğrudur. Sultan II. Abdülhamid döneminde açılan okullarda mesleki eğitime de önem verilmiştir.