Türkiye'nin Millî Mücadele süreci ve Kuvâ-yı Millîye hareketi, Osmanlı'nın işgal altındaki vatanını kurtarma mücadelesini anlatır.
1914'ten 1918'e kadar süren ve milyonlarca insanın öldüğü küresel bir savaştı. Savaş, Avrupa'da başladı ancak sonunda dünyanın dört bir yanındaki ülkelere yayıldı. Savaşın temel nedenleri arasında milliyetçilik, emperyalizm ve militarizm yer alıyordu.
Savaş, 28 Haziran 1914'te Avusturya-Macaristan'ın Sırbistan'a savaş ilan etmesiyle başladı. Kısa süre içinde diğer Avrupa ülkeleri de savaşa dahil oldu ve savaş hızla küresel bir çatışmaya dönüştü. Savaşın ilk yıllarında, Almanya ve müttefikleri önemli zaferler elde etti. Ancak, 1917'de ABD'nin savaşa girmesiyle birlikte savaşın gidişatı değişti. ABD'nin desteğiyle İtilaf Devletleri, Almanya ve müttefiklerini yenilgiye uğrattı ve savaş 11 Kasım 1918'de sona erdi.
Savaşın sonucunda, Almanya ve Avusturya-Macaristan yenildi ve topraklarının büyük bir bölümünü kaybetti. Rusya'da ise, Bolşevik Devrimi gerçekleşti ve yeni bir hükümet kuruldu. Savaş, aynı zamanda, Osmanlı İmparatorluğunun çöküşüne ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasına yol açtı.
I. Dünya Savaşı, dünya tarihinde önemli bir dönüm noktasıdır. Savaş, milyonlarca insanın ölümüne neden oldu ve dünyanın dört bir yanındaki ülkelerin siyasi ve ekonomik dengelerini değiştirdi. Savaş, aynı zamanda, Birleşmiş Milletler'in kurulmasına ve uluslararası iş birliğinin öneminin anlaşılmasına yol açtı.
Birinci Dünya Savaşı'na Osmanlı Devleti'nin en önemli katılımı Çanakkale Cephesi'nde olmuştur. Mustafa Kemal Paşa'nın komutasındaki ordu, İngiliz ve Fransız donanmasının geçmesine izin vermemiştir.
Osmanlı Devleti, I. Dünya Savaşı'nda İttifak Devletleri saflarında yer aldı. Savaş sırasında, Osmanlı Devleti birçok cephede savaştı ve büyük kayıplar verdi. Savaşın sonunda, Osmanlı Devleti yenildi ve Mondros Mütarekesi'ni imzalamak zorunda kaldı. Mondros Mütarekesi ile Osmanlı Devleti'nin I. Dünya Savaşı'na katılımı sona erdi.
* Kaynakça * [Osmanlı Devleti'nin I. Dünya Savaşı'na Katılımı](https://www.ttk.gov.tr/makale/osmanli-devletinin-1-dunya-savasina-katilimindaki-amaclar-13061) * [Mondros Mütarekesi](https://www.ktb.gov.tr/Eserler/Mondros-Muterekesi-1-Dun.pdf)Çanakkale Cephesi, I. Dünya Savaşı sırasında Osmanlı İmparatorluğu ile İtilaf Devletleri arasında gerçekleşen bir dizi savaştır. Cephe, Çanakkale Boğazı ve Gelibolu Yarımadası'nda yer almaktaydı.
Osmanlı Devleti, bu cepheyi Mısır'ı geri almak için Almanlarla birlikte açtı. Almanların bu cephedeki amacı Süveyş Kanalı'nı ele geçirerek İngiltere'nin Uzak Doğu sömürgelerine giden yolunu kesmekti.
Cemal Paşa komutasındaki Osmanlı ordusu, Şubat 1915 tarihinde I. Kanal Harekâtı'nı, Ağustos 1916'da II. Kanal Harekâtı'nı yaptı. İngilizlerin kışkırtmasıyla bir kısım Arapların Osmanlı'ya karşı ayaklanması ve ordunun malzeme sıkıntısı gibi nedenlerle başarıya ulaşılamadı. İngilizler, Sina Yarımadası'nı alarak Suriye sınırına kadar dayandı.
İtilaf Devletleri 19 Şubat 1915 tarihinden itibaren modern silahlarla donatılmış oldukça güçlü bir donanmayla Boğazları geçme girişiminde bulundular. Türk tabyalarını bombalamaya başladılar. Nusret Mayın Gemisi’nin Boğaz’a döşediği mayınlar ve Türk topçu bataryalarının isabetli atışları sonucunda İtilaf Devletleri Ocean (Oşın), Queen Elizabeth (Kuin Elizabet) ve Bouvet (Bovet) gibi önemli savaş gemilerini kaybetti.
18 Mart 1915 tarihinde Boğaz’ı geçemeyen İtilaf donanması geri çekildi. İtilaf Devletleri 1915 yılında müttefikleri Rusya’ya yardım götürmek, İstanbul’u alarak Osmanlı Devleti’ni savaş dışı bırakmak istiyordu. Ayrıca tarafsızlığını koruyan Balkan devletlerini kendi yanlarına çekmek için Çanakkale Cephesi’ni açtı.
Ruslarla iş birliği yapan, casusluk faaliyetinde bulunan ve katliama girişen Ermeniler, Sevk ve İskân Kanunu’nun çıkarılmasıyla Osmanlı toprağı olan Suriye’ye zorunlu göçe tabi tutuldu. Göç ettirilen Ermenilerin vergileri ertelendi. Diledikleri eşyaları almalarına izin verildi. Can ve mal güvenliklerinin korunması, ihtiyaçlarının giderilmesi için devlet yetkilileri görevlendirildi ve güvenliklerini sağlamak için karakollar kuruldu.
Deniz savaşlarından yenik ayrılan İtilaf Devletleri bu defa Gelibolu Yarımadası’na çıkarma yaparak Boğazları karadan geçme girişiminde bulundu. 25 Nisan 1915 tarihinde General Hamilton komutasındaki İtilaf Devletleri, aralarında Anzakların (Avusturalya ve Yeni Zelandalı askerler) da yer aldığı 100 bin kişilik bir kuvvetle kara savaşlarını başlattı. Seddülbahir, Arıburnu ve Kumkale’ye çıkarma yaptı. İtilaf Devletleri, öncelikle kıyıları ele geçirerek Türk ordusunu geri çekilmeye zorladı. Fakat başta Mustafa Kemal olmak üzere birçok Türk komutan ve askerinin büyük gayreti ve kahramanlıkları sonucu İtilaf Devletleri kara savaşlarında da başarılı olamadı.
Anafartalar Grup Ko- mutanlığına atanan Yarbay Mustafa Kemal askerlerine “Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum! Biz ölünceye kadar geçecek zaman içinde yerimize başka kuvvetler ve komutanlar gelebilir.” sözüyle birliklerini harekete geçirmiştir. Mustafa Kemal, Anafartalar, Conkbayırı ve Kocaçimen’de Anzakları geri çekilmeye zorlamış ve Boğazları kurtarmıştır.
Mustafa Kemal’in Çanakkale Savaşlarında düşmanın manevralarını önceden kavraması, aldığı kararları cesaretle uygulaması savaşın gidişatını değiştirmiştir. Bu durum onun Türk ve dünya kamuoyu tarafından tanınmasını sağladı.
Çanakkale Cephesi, Osmanlı İmparatorluğu'nun I. Dünya Savaşı'nda kazandığı en önemli zaferlerden biridir. Bu zafer, Türk ulusunun moralini yükseltmiş ve bağımsızlık mücadelesine olan inancını güçlendirmiştir.
Nusret Mayın Gemisi’nin Rolü Çanakkale Cephesi’nin ÖnemiÇanakkale Cephesi, I. Dünya Savaşı sırasında Osmanlı Devleti ile İtilaf Devletleri arasında gerçekleşen bir dizi deniz ve kara muharebesidir. Cephe, 1915 yılında Gelibolu Yarımadası'nda açılmıştır.
Çanakkale Deniz Savaşları, 1915 yılının Şubat ve Mart aylarında Çanakkale Boğazı'nda gerçekleşen bir dizi deniz muharebesidir. Savaşlar, İtilaf Devletleri'nin Osmanlı Devleti'nin başkenti İstanbul'u ele geçirmek amacıyla boğazı zorlamasıyla başlamıştır.
Gelibolu Yarımadası Muharebeleri, 1915 yılının Nisan ayından itibaren Gelibolu Yarımadası'nda gerçekleşen bir dizi kara muharebesidir. Savaşlar, İtilaf Devletleri'nin Osmanlı Devleti'nin başkenti İstanbul'u ele geçirmek amacıyla yarımadaya çıkarma yapmasıyla başlamıştır.
Çanakkale Cephesi, I. Dünya Savaşı'nın en önemli cephelerinden biridir. Cephede yaşanan savaşlar, Osmanlı Devleti'nin zaferiyle sonuçlanmıştır. Çanakkale Zaferi, Türk halkının bağımsızlık mücadelesinde önemli bir dönüm noktası olmuştur.
30 Ekim 1918'de imzalanan Mondros Ateşkes Antlaşması, I. Dünya Savaşı'nın sona ermesini sağlayan bir anlaşmadır. Antlaşma, Osmanlı Devleti ile İtilaf Devletleri arasında imzalanmıştır.
Mondros Ateşkes Antlaşması, Osmanlı Devleti'nin I. Dünya Savaşı'ndaki yenilgisini resmi olarak kabul etmesi anlamına geliyordu. Antlaşma, Osmanlı Devleti'nin topraklarının büyük bir bölümünü kaybetmesine yol açtı ve ülkeyi işgal altında bıraktı.
Antlaşma, ayrıca, Osmanlı Devleti'nin ordusunun dağıtılmasını ve donanmasının teslim edilmesini öngörüyordu. Antlaşma, ayrıca, Osmanlı Devleti'nin ekonomisini ve ulaşım sistemini kontrol altına alıyordu.
Mondros Ateşkes Antlaşması, Osmanlı Devleti'nin yıkılışının başlangıcı oldu. Antlaşma, Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğindeki Türk Kurtuluş Savaşı'nın başlamasına yol açtı.
Mondros Ateşkes Antlaşması'nın en önemli maddeleri şunlardır:
Mondros Ateşkes Antlaşması, Osmanlı Devleti için çok ağır şartlar içeren bir antlaşmaydı. Antlaşma, Osmanlı Devleti'nin topraklarının büyük bir bölümünü kaybetmesine yol açtı ve ülkeyi işgal altında bıraktı. Antlaşma, ayrıca, Osmanlı Devleti'nin ordusunun dağıtılmasını ve donanmasının teslim edilmesini öngörüyordu. Antlaşma, ayrıca, Osmanlı Devleti'nin ekonomisini ve ulaşım sistemini kontrol altına alıyordu. Mondros Ateşkes Antlaşması, Osmanlı Devleti'nin yıkılışının başlangıcı oldu. Antlaşma, Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğindeki Türk Kurtuluş Savaşı'nın başlamasına yol açtı.
Giriş:
Mondros Ateşkes Antlaşması, Türkiye'nin I. Dünya Savaşı'nda yenilmesinin ardından İtilaf Devletleri ile imzaladığı ateşkes antlaşmasıdır. Antlaşma, 30 Ekim 1918 tarihinde Limni Adası'nın Mondros Limanı'nda imzalandı.
Mondros Ateşkes Antlaşması, Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılmasına yol açtı. Antlaşma, Türkiye'nin bağımsızlığını sınırladı ve ülkeyi işgallere açık hale getirdi. Antlaşma ayrıca, Ermeni Soykırımı ve Kurtuluş Savaşı'na yol açtı.
Ek Kaynaklar: Mondros Ateşkes Antlaşması Armistice of MudrosMondros Ateşkes Antlaşması'ndan sonra başlayan işgaller karşısında hükümet çaresiz kalmıştı. Ahmet İzzet Paşa'nın istifası sonrası 9 Kasım 1918'de Tevfik Paşa Hükümeti kuruldu ve ardından 4 Mart 1919'da Damat Ferit Paşa Hükümeti kuruldu. Damat Ferit'e göre işgaller geçiciydi ve İtilaf Devletleri'ni kızdıracak tutum ve davranışlardan kaçınılmalıydı.
İstanbul'a gelen Mustafa Kemal Paşa, ülkenin durumunu değerlendirmeye başladı. İngiltere veya Amerikan mandasını istemek veya bölgesel kurtuluş yollarını aramak gibi çeşitli çözüm önerileri ortaya atılmıştı, ancak Mustafa Kemal kurtuluşun halkın millî birlik ve beraberliğinin sağlanmasıyla elde edileceğine inanıyordu.
Damat Ferit Hükümeti'nin kayıtsız kalması ve işgallerin yaygınlaşması üzerine halk, vatanını korumak ve bağımsızlığını elde etmek için harekete geçti. Ülkenin çeşitli yerlerinde cemiyetler kurarak işgalleri protesto ettiler ve Kuvâ-yı Millîye (millî direniş kuvvetleri) kurdular.
Grup | Özellikler |
---|---|
Subaylar ve bürokratlar | Savaş deneyimli ve eğitimli kişiler |
Efeler ve zeybekler | Ege Bölgesi'ndeki yerel güç sahipleri |
Çeşitli mesleklere mensup gönüllüler | Öğretmenler, doktorlar, avukatlar gibi aydınlar |
Din adamları ve halkın ileri gelenleri | Toplumda saygınlık sahibi kişiler |
Köylüler | En büyük grubu oluşturan kesim |
Kuvâ-yı Millîye'nin çoğunluğunun sivil halktan oluşması, işgallerin halkın günlük hayatını doğrudan etkilemesi ve işgallere karşı duyulan ortak öfkenin bir sonucuydu.
YouTube Video https://www.youtube.com/watch?v=5DVt21dp40Y```htmlMillî Mücadele, Türk halkının işgal altındaki vatanını kurtarmak için başlattığı mücadeledir. Bu mücadele, Mondros Ateşkes Antlaşması’nın imzalanmasının ardından başlamış ve 1922’de imzalanan Mudanya Ateşkes Antlaşması ile sona ermiştir. Millî Mücadele, Türk halkının vatanseverlik duygusuyla bir araya gelerek oluşturduğu Kuvâ-yı Millîye birlikleri tarafından yürütülmüştür.
Kuvâ-yı Millîye, millî kuvvetler demektir. Milis kuvvetler olarak da adlandırılmaktadır. Mondros Ateşkes Antlaşması’ndan sonra Osmanlı ordusunun dağıtılması, ülkenin dört bir yandan işgal edilmesi ve Osmanlı hükûmetlerinin işgallere sessiz kalması üzerine, Türk halkının vatanseverlik duygusuyla bir araya gelerek oluşturduğu bölgesel ve düzensiz direniş kuvvetlerine denir.
Millî Mücadele, Türk halkının vatanseverlik duygusuyla bir araya gelerek oluşturduğu Kuvâ-yı Millîye birlikleri tarafından yürütülmüştür. Bu mücadele, Türk halkının bağımsızlığını ve vatan bütünlüğünü koruma kararlılığının bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Millî Mücadele, Türk halkının büyük fedakârlıkları sayesinde kazanılmıştır ve bu zafer, Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinin atılmasını sağlamıştır.
Konuyla ilgili daha fazla bilgi için aşağıdaki kaynakları ziyaret edebilirsiniz:
Mustafa Kemal Atatürk'ün Samsun'a çıkmasıyla başlayan süreçte, Türk milleti işgaller ve parçalanma tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştı. Mustafa Kemal, Havza ve Amasya Genelgeleri ile millî birlik ve beraberlik çağrısı yaparak Millî Mücadele'nin zeminini hazırladı.
Mustafa Kemal, Samsun'daki çalışmalarından sonra 25 Mayıs 1919'da Havza'ya geçti. Askeri ve sivil yetkililerle temas kurdu. Burada Millî Mücadele'nin ilk genelgesi olan Havza Genelgesi'ni yayımladı.
Mustafa Kemal, Havza'daki çalışmalarını tamamlayan Mustafa Kemal, 12 Haziran 1919'da Amasya'ya geldi. Burada Ali Fuat (Cebesoy) Paşa, Rauf (Orbay) Bey ve Refet (Bele) Bey gibi yakın arkadaşlarının imzası ve Konya'da bulunan Cemal Paşa ile Erzurum'da bulunan Kâzım (Karabekir) Paşa'nın da onayıyla Amasya Genelgesi'ni yayımladı.
Amasya Genelgesi, Millî Mücadele'nin başlangıcı ve ilk adımıdır. Genelge, millî egemenliğe dayalı yeni bir Türk Devleti'nin kurulması yolunda ilk adımı atmıştır.
Ek Kaynaklar: Mustafa Kemal Atatürk'ün Samsun'a Çıkışı Havza ve Amasya GenelgeleriMillî Mücadele Dönemi'nde, Türk milletinin bağımsızlığını sağlamak amacıyla çeşitli kongreler düzenlenmiştir. Bunlardan en önemlileri Erzurum Kongresi ve Sivas Kongresi'dir.
Erzurum ve Sivas kongreleri, Millî Mücadele'nin başlamasına ve Türk milletinin bağımsızlığını sağlamasına zemin hazırlamıştır.
Kaynaklar:
Millî Mücadele, Türk halkının bağımsızlığını korumak ve yurdu işgalden kurtarmak için giriştiği bir mücadeledir. Bu mücadelenin başlangıcı 19 Mayıs 1919'da Atatürk'ün Samsun'a çıkmasıyla olmuştur.
Atatürk, Samsun'a çıktıktan sonra Anadolu'yu dolaşarak halkı örgütlemeye çalışmıştır. Bu amaçla 23 Temmuz 1919'da Erzurum Kongresi'ni, 4 Eylül 1919'da da Sivas Kongresi'ni toplamıştır. Bu kongrelerde Temsil Heyeti kurulmuştur. Temsil Heyeti, Anadolu'nun bağımsızlığını savunmak ve işgali protesto etmek için kurulan bir organdır.
Temsil Heyeti, Anadolu'nun işgalini protesto etmek, halkı örgütlemek, uluslararası kamuoyunu bilgilendirmek gibi faaliyetlerde bulunmuştur. Temsil Heyeti, ayrıca İstanbul Hükûmeti ile görüşmeler yaparak Anadolu'nun haklarını savunmaya çalışmıştır.
Temsil Heyeti, Anadolu'nun haklarını savunmak ve işgali protesto etmek gibi konularda önemli başarılara imza atmıştır. Temsil Heyeti, İstanbul Hükûmeti ile yaptığı görüşmeler sonucu Amasya Görüşmeleri'ni gerçekleştirmiştir. Amasya Görüşmeleri'nde İstanbul Hükûmeti, Temsil Heyeti'ni tanımış ve Anadolu'nun haklarını kabul etmiştir. Temsil Heyeti ayrıca, halkı örgütlemek ve uluslararası kamuoyunu bilgilendirmek gibi konularda da önemli başarılara imza atmıştır.
Millî Mücadele Dönemi'nde Anadolu basını, halkın moralinin bozulmaması ve yanlış bilgi alınmaması için önemli bir rol oynamıştır. Mustafa Kemal Paşa, bu dönemde zararlı yayınlarda bulunan bazı İstanbul gazetelerinin ve azınlıklara ait basın organlarının Anadolu'ya sokulmaması için tedbirler aldırmıştır.
Mustafa Kemal Paşa, Anadolu'da halkın bilinçlenmesi ve kamuoyunun oluşması için gazete kurulması emri vermiştir. Bu amaçla, çeşitli illerde gazeteler çıkarılmış ve bu gazeteler Millî Mücadele'nin propagandası yapmıştır.
Gazete Adı | Çıktığı İl | Yayın Süresi |
---|---|---|
Hâkimiyet-i Milliye | Ankara | 1920-1922 |
Yeni Gün | İzmir | 1920-1922 |
İzmir Muhaberat | İzmir | 1920-1922 |
Eğer Millî Mücadele Döneminde bir gazete kurmuş olsaydım, gazetenin adını "Millî Uyanış" koyardım. Bu gazetenin amacı, halkı bilinçlendirmek, Millî Mücadele'nin önemini anlatmak ve halkın moralini yüksek tutmak olurdu.
Millî Mücadele Dönemi'nde Anadolu basını, halkın moralinin bozulmaması ve yanlış bilgi alınmaması için önemli bir rol oynamıştır. Mustafa Kemal Paşa'nın Anadolu'da gazete kurulması emri, halkın bilinçlenmesi ve kamuoyunun oluşması açısından büyük önem taşımaktadır.
Millî Mücadele Döneminde Anadolu Basını Millî Mücadele'de Anadolu Basınının RolüBüyük Millet Meclisi (BMM), 23 Nisan 1920'de Ankara'da açıldı. Meclisin açılmasıyla birlikte Türk milletinin tarihinde yeni bir dönem başladı. Millî egemenliğe dayalı bir devletin temelleri atıldı.
BMM, yasama, yürütme ve yargı yetkilerini kendinde toplamıştır. Meclis, yasaları yapmak ve bunları kendi arasından seçtiği hükûmet üyelerine uygulatmakla iki yetkisini doğrudan doğruya kendisi kullanıyordu.
Yetki | Açıklama |
---|---|
Yasama yetkisi | Meclis, yasaları yapardı. |
Yürütme yetkisi | Meclis, yasaları kendi arasından seçtiği hükûmet üyelerine uygulatmakla yürütme yetkisini kullanıyordu. |
Yargı yetkisi | Meclis, yargı yetkisini İstiklal Mahkemeleri aracılığıyla kullanırdı. |
BMM'nin öncelikli amacı ülkeyi işgallerden kurtarmaktı. Meclis, bu amaç doğrultusunda Millî Mücadele'yi başlattı ve yönetti.
BMM'ye karşı çeşitli isyanlar çıktı. Bu isyanlar, İtilaf Devletleri'nin kışkırtmalarıyla, İstanbul Hükûmeti'nin fetvalarıyla ve Kuvâ-yı Millîye birliklerinin düzenli orduya katılmak istememeleriyle desteklendi.
BMM, isyanları bastırmak ve otoritesini sağlamak için çeşitli tedbirler aldı. Bu tedbirler arasında şunlar yer alıyordu:
BMM, isyanları bastırarak otoritesini sağladı. Millî Mücadele'yi başlattı ve yönetti. Ülkeyi işgallerden kurtardı ve tam bağımsızlığı elde etti.
Büyük Millet Meclisi'nin Açılışı Türkiye Büyük Millet Meclisi TarihçesiBüyük Millet Meclisi, Türkiye'nin bağımsızlığını ve egemenliğini savunmak için kurulmuştur. Ancak, bazı kesimler meclisin otoritesine karşı isyanlar çıkarmıştır. Bu isyanlar, ülkenin birliğini ve bütünlüğünü tehdit etmiştir.
Büyük Millet Meclisine karşı çıkarılan isyanlar, ülkenin birliğini ve bütünlüğünü tehdit etmiştir. Ancak, meclis tüm isyanları bastırarak otoritesini güçlendirmiştir.
İlgili Video KaynakSevr Antlaşması, 10 Ağustos 1920'de imzalanan ve Osmanlı İmparatorluğu'nun parçalanmasını amaçlayan bir antlaşmadır. Antlaşma, İtilaf Devletleri tarafından hazırlanmış ve Osmanlı hükümeti tarafından kabul edilmiştir. Ancak, Türk milleti antlaşmayı reddetmiş ve Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde Kurtuluş Savaşı'nı başlatmıştır.
- Osmanlı İmparatorluğu'nun toprakları büyük ölçüde küçültülerek Anadolu'nun içlerine çekilmiştir.
- İstanbul ve Boğazlar uluslararası yönetime bırakılmıştır.
- Ermeni ve Rumlara özerk bölgeler verilmiştir.
- Osmanlı ordusu lağvedilmiş ve yerine yalnızca iç güvenliği sağlayacak bir jandarma teşkilatı kurulmuştur.
- Osmanlı ekonomisi İtilaf Devletleri'nin denetimine bırakılmıştır.
Türk milleti, Sevr Antlaşması'nı kesinlikle reddetmiştir. Mustafa Kemal Atatürk, "Bu antlaşmayı kabul etmeyeceğiz. Sonuna kadar savaşacağız ve vatanımızı kurtaracağız." diyerek ulusal direnişi başlatmıştır. 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkan Atatürk, Anadolu'yu dolaşarak halkı örgütlemiş ve Kurtuluş Savaşı'nın hazırlıklarını yapmıştır.
Kurtuluş Savaşı, Türk milletinin büyük fedakarlıkları sonucu zaferle sonuçlanmıştır. 30 Ağustos 1922'de imzalanan Mondros Mütarekesi ile I. Dünya Savaşı sona ermiş ve İtilaf Devletleri Anadolu'dan çekilmiştir. 24 Temmuz 1923'te imzalanan Lozan Antlaşması ile de Sevr Antlaşması resmen ortadan kaldırılmış ve Türkiye'nin bağımsızlığı tescil edilmiştir.
Sevr Antlaşması, Türk milleti için büyük bir tehdit oluşturmuştur. Ancak, Türk milleti bu tehdide karşı birleşerek vatanını kurtarmıştır. Kurtuluş Savaşı, Türk tarihinin en önemli dönüm noktalarından biridir ve Mustafa Kemal Atatürk bu savaşın kahramanı olarak tarihe geçmiştir.
Video: https://www.youtube.com/watch?v=tH4iJ43517g Kaynak: https://www.akademiden.com/sevr-antlasmasi-ve-kurtulus-savasi.html