9.Sınıf Biyoloji 2.Dönem 1.Yazılı

Sorunun cevap anahtarı "B) Hücreyi korumak" olarak verilmiştir. Hücre zarının işlevi hücreyi korumaktır. Bu soru, hücre zarının işlevini belirlememizi istemektedir. Verilen seçenekler arasında "B) Hücreyi korumak" yer almaktadır. Hücre zarı, hücreyi çevreleyen ince bir zar yapısıdır ve hücrenin iç kısmını dış ortamdan ayırır. Hücre zarı, hücrenin iç organellerini korur, hücreye şekil verir ve iç ortamın homeostazını (denge) sağlar. Ayrıca, hücre zarı, hücreye giren veya hücreden çıkan maddelerin seçici olarak geçişine izin verir. Dolayısıyla, cevap anahtarı "B) Hücreyi korumak" olarak belirlenmiştir.

Sorunun cevap anahtarı "D) Ribozom"dur. Protein sentezi hücrede ribozom adı verilen organelde gerçekleşir. Ribozomlar, hücrenin protein üretim fabrikaları olarak bilinir ve mRNA moleküllerini kullanarak amino asitlerin birleşerek proteinlerin sentezini sağlarlar. Çözüm açıklamasında, protein sentezinin ribozomlarda gerçekleştiği ve ribozomların protein üretiminde önemli bir rol oynadığı belirtilmelidir.

Sorunun cevap anahtarı "A) Fotosentez"dir. Fotosentez, doğrudan ışığa bağlı olarak gerçekleşen bir süreçtir. Bitkilerin yeşil klorofil pigmenti sayesinde ışığı kullanarak su ve karbondioksiti kullanılabilir enerji ve besin maddelerine dönüştürdüğü bir kimyasal reaksiyondur. Çözüm açıklamasında, fotosentezin ışığa bağlı olarak gerçekleştiği, bitkilerin enerji üretimi ve besin sentezi için ışığa ihtiyaç duyduğu vurgulanmalıdır.

Bu sorunun cevabı şık A'dır. Çünkü kloroplastlar bitki hücrelerinde bulunan bir organeldir. Kloroplastlar, fotosentez sürecinin gerçekleştiği ve bitkilerin güneş enerjisini kullanarak besin ürettiği yapılardır. Bu nedenle, bitki hücrelerinde bulunan bir organeldir. kloroplastların bitki hücrelerinde bulunan bir organeldir ve bitkilerin fotosentez yapmasını sağlar. Kloroplastlar, bitkilerin yeşil kısımlarında, yani yapraklarında bulunurlar. Bu organeller, güneş ışığını yakalar ve fotosentez yoluyla enerji üretirler. Bu enerji, bitkilerin büyümesi, besin sentezi ve yaşamsal faaliyetler için kullanılır.

Sorunun cevap anahtarı A) Grip'tir. Grip, virüslerden kaynaklanan bir hastalıktır. Grip virüsü, solunum yoluyla bulaşır ve solunum sisteminde enfeksiyona neden olur. Belirtileri arasında ateş, öksürük, burun akıntısı, boğaz ağrısı ve vücut ağrıları bulunur. Grip, virüslerden kaynaklanan bir hastalıktır ve A) seçeneği doğru cevaptır. Grip virüsleri, solunum yoluyla bulaşır ve solunum sisteminde enfeksiyona neden olurlar. Hastalığın belirtileri arasında ateş, öksürük, burun akıntısı, boğaz ağrısı ve vücut ağrıları bulunur. Grip genellikle kış aylarında salgınlar şeklinde yayılır ve kişiden kişiye kolayca geçebilir.

Sorunun cevap anahtarı B) Protein sentezi'dir. Fotosentez, yeşil bitkilerde ve bazı bakterilerde gerçekleşen bir süreçtir ve fotosentez organeli olan kloroplastlarda meydana gelir. Soruda istenen, fotosentezin gerçekleştiği organeldir. Fotosentez, yeşil bitkilerde ve bazı bakterilerde gerçekleşen bir süreçtir. Bu süreç, kloroplast adı verilen bir organelde meydana gelir. Verilen seçenekler arasında sadece B) Protein sentezi, kloroplastlarda gerçekleşmez. Diğer seçenekler olan Hücre bölünmesi, Nefes alma, Glikoliz ve Elektron taşıma zinciri, fotosentez süreciyle ilişkili değildir.

Sorunun cevap anahtarı C) Stamen ve pistil'dir. Bitkilerin çiçeklerinde stamen ve pistil organları dişi ve erkek organları olarak işlev görür. Stamen, erkek organları temsil ederken, pistil dişi organları temsil eder. Soruda istenen, bir bitkinin çiçeklerinde dişi veya erkek olarak işlev gören organların belirlenmesidir. Bitkilerin çiçeklerinde stamen ve pistil organları dişi ve erkek organları temsil eder. Stamen, erkek organları oluşturan iplikçikler ve polenleri içerirken, pistil dişi organları temsil eder ve yumurtalık, stigmaya ve stile sahiptir. Verilen seçenekler arasında sadece C) Stamen ve pistil, çiçeklerin dişi ve erkek organlarını ifade eder.

Cevap Anahtarı: Hücrelerin enerji ihtiyacını karşılamak için ATP üreten organel B) Mitokondridir. Bu soruda, hücrelerin enerji ihtiyacını karşılamak için ATP üreten organeli belirlememiz istenmektedir. ATP (adenozin trifosfat), hücrelerin enerji taşıyıcısı molekülüdür. Mitokondri, hücrelerin ana enerji üretim merkezi olarak bilinir ve ATP sentezini gerçekleştirir. Bu nedenle, hücrelerin enerji ihtiyacını karşılamak için ATP üreten organel mitokondridir. Diğer seçenekler olan ribozom, golgi aygıtı, kloroplast ve sitoplazma ise farklı hücresel fonksiyonlara sahiptirler.

Cevap Anahtarı: Bir organizmanın çevresindeki tüm canlı ve cansız unsurlarla olan etkileşime C) Ekosistem denir. Bu soruda, bir organizmanın çevresindeki tüm canlı ve cansız unsurlarla olan etkileşimin adını belirlememiz istenmektedir. Bu tanıma en uygun kavram ekosistemdir. Ekosistem, bir bölgedeki canlı organizmaların bir arada bulunduğu ve cansız çevreleriyle etkileşim halinde oldukları bir sistemdir. Ekosistemler, bitki ve hayvan türlerinin bir arada yaşadığı ve enerji ve madde döngülerinin gerçekleştiği kompleks yapılar olarak tanımlanır.

Sorunun cevap anahtarı: D) Bölünerek çoğalabilirler. Hücreler, temel yapı taşlarından oluşan canlı organizmaların en küçük yapı birimleridir. Hücre bölünme yeteneği, genel bir özellik olarak hücrelerin canlılığını sürdürmesini sağlar. Hücrelerin bölünme yeteneği, yeni hücrelerin oluşmasını ve canlı organizmaların büyümesini, tamirini ve yenilenmesini sağlar. Bölünme süreci, hücrenin DNA'sının kopyalanması ve iki ayrı hücre oluşmasıyla gerçekleşir. Bölünerek çoğalma, tüm canlı organizmaların yaşam döngüsünde önemli bir rol oynar. Bu süreç sayesinde, tek hücreli organizmaların çoğalmasının yanı sıra çok hücreli organizmalarda da doku büyümesi ve yenilenmesi gerçekleşir.

Cevap Anahtarı: Hücre zarının görevi E) Hücreye besinleri taşımak ve atıkları dışarı atmak olarak belirlenmiştir. Hücre zarı, hücrenin dışını çevreleyen ince bir zar yapısıdır. Hücre zarının görevi, hücreye dışarıdan gelen besinleri almak ve hücrenin ihtiyaç duyduğu maddeleri içeri taşımak, aynı zamanda hücre içinde oluşan atıkları dışarı atmaktır. Hücre zarı, seçici geçirgenlik özelliğine sahiptir ve bu sayede hücre içindeki homeostazı (dengeyi) sağlar. Diğer seçenekler olan hücrenin içerisindeki organel ve yapıları bir arada tutmak, hücrenin enerji ihtiyacını karşılamak, hücreye şekil vermek ve hücrenin bölünmesini sağlamak gibi görevler hücre zarının doğrudan sorumluluğunda değildir.

Sorunun cevap anahtarı: C) Interfaz. Hücre bölünmesi, bir hücrenin iki yeni hücre oluşturacak şekilde bölünmesini ifade eder. Bu süreç, birkaç aşamadan oluşur ve bunlardan biri DNA'nın kendini kopyalaması aşamasıdır. Hücre bölünmesinin başlangıcında, hücre interfaz denilen bir evrede bulunur. Interfaz, hücrenin büyüdüğü ve işlevlerini yerine getirdiği normal faaliyet dönemidir. Bu dönemde, DNA'nın kendini kopyalaması aşaması da gerçekleşir. DNA'nın kendini kopyalaması aşaması, interfaz evresinin bir parçası olan S (sentetik) fazı içinde yer alır. S fazında, DNA çift sarmalı ayrılır ve her biri kendi eşlemesiyle yeni DNA iplikçikleri oluşturulur.

Cevap Anahtarı: C) Metafaz. Hücre bölünmesi, mitoz veya mayoz olarak bilinen bir dizi aşamadan oluşur. Kromozomların hizalandığı aşama ise C) Metafaz olarak adlandırılır. Metafazda, kromozomlar hücrenin ortasına hizalanır ve mikrotübüller tarafından tutulurlar. Bu aşama, hücrenin hazırlık aşamalarından sonra gerçekleşir ve hücre bölünmesinin devam edeceği anafaz aşamasına geçiş yapar.

Cevap Anahtarı: D) Silla. Silla, bazı hücrelerin yüzeyinde bulunan hareket yeteneği sağlayan saç benzeri yapılar olarak adlandırılan bir organeldir. Silialar, hücrenin hareket etmesi, sıvıların veya maddelerin üzerinde hareket etmesi, besinleri yakalaması veya dışarı atması gibi işlevlere sahiptir. Özellikle solunum yollarında, üreme organlarında ve bazı tek hücreli organizmalarda silla bulunur. Diğer seçenekler olan mitokondri, ribozom, sentrozom ve lisozom, hücrenin diğer işlevlerini yerine getiren organel ve yapıları temsil eder.

Sorunun cevap anahtarı: C) Yaprak. Fotosentez, bitkilerin güneş enerjisini kullanarak su ve karbondioksiti birleştirerek organik bileşikler ve oksijen ürettiği bir süreçtir. Bu süreç, bitkilerin yapraklarında gerçekleşir. Bitkilerin yaprakları, fotosentez için en uygun yapıya sahiptir. Yaprakların içerisinde bulunan kloroplastlar, klorofil pigmentleri sayesinde güneş enerjisini yakalar ve fotosentez reaksiyonlarının gerçekleştiği yerdir. Kökler, bitkilerin su ve mineralleri almak için toprakla etkileşime geçtiği yapılar, gövdeler ise bitkilerin destek sağladığı ve su ve besinleri ilettiği yapılar olarak görev yapar. Ancak fotosentez, yapraklardaki kloroplastlar aracılığıyla gerçekleşir.

Sorunun cevap anahtarı: A) Ağızda. İnsan sindirim sisteminde, besinlerin kimyasal sindirimi ağızda başlar. Ağızda besinler mekanik olarak çiğnenir ve dil ve tükürük bezleri tarafından salgılanan enzimlerle kimyasal sindirim başlatılır. Ağızdaki tükürük bezlerinden salgılanan enzim olan amilaz, nişastayı parçalayarak kompleks karbonhidratları basit şekerlere dönüştürür. Bu, karbonhidratların sindirimine başlangıç yapar. Ayrıca, ağızdaki besinlerin çiğnenmesi ve karıştırılması, yutma için uygun hale getirilmesi ve daha sonra yemek borusuna geçmesi için önemli bir mekanik sindirim sürecidir.

Sorunun cevap anahtarı: D) Kalsiyum iyonu. DNA'nın yapısında yer alan temel bileşenler şeker, fosfat ve azotlu bazlardır. Şeker, DNA'nın sırt kısmını oluşturan deoksiribozdur. Fosfat grupları, şeker moleküllerinin arasında bağlanarak DNA'nın iskeletini oluşturur. Azotlu bazlar ise DNA'nın merdiven basamaklarını oluşturur. Kalsiyum iyonu DNA'nın yapısında doğrudan yer almaz. DNA molekülü, nükleotid adı verilen yapı birimlerinin bir araya gelmesiyle oluşur. Nükleotidler, şeker, fosfat ve azotlu bazlardan oluşurken, kalsiyum iyonu DNA yapısına dahil değildir. Kalsiyum iyonu, hücrelerde birçok önemli işlevi olan bir iyon olmasına rağmen, DNA'nın yapısal bileşenleri arasında doğrudan bir rol oynamaz.

Cevap Anahtarı: D) Hücre zarının yapısını korumak. Enzimler, biyokimyasal reaksiyonlarda görev alan proteinlerdir. Genellikle metabolik reaksiyonları hızlandırarak, besinlerin sindirilmesini veya moleküler yapının değişmesini sağlarlar. Ayrıca, protein sentezi ve nükleik asitlerin parçalanması gibi çeşitli görevleri vardır. Ancak, hücre zarının yapısını korumak, enzimlerin doğrudan işlevlerinden biri değildir.

Sorunun cevap anahtarı: C) Antikor verilmesi. Aşılama işlemi, bağışıklık sistemini uyararak hastalıklara karşı koruma sağlamak amacıyla kullanılan bir yöntemdir. Farklı aşılama yöntemleri bulunur ve bunlar arasında ölü virüs enjeksiyonu, canlı virüs enjeksiyonu, genetik mühendislik ve aşıya dirençli virüslerin kullanımı yer alır. Ölü virüs enjeksiyonu, aşının içinde öldürülmüş veya inaktive edilmiş virüslerin bulunmasıyla gerçekleşir. Bu şekilde vücut, bağışıklık tepkisi geliştirir ve hastalığa karşı korunma sağlanır. Canlı virüs enjeksiyonu ise aşının içinde canlı ama zararsız hale getirilmiş virüslerin yer aldığı bir yöntemdir. Canlı virüsler, bağışıklık sistemini uyaran bir tepkiye neden olur ve bağışıklık sistemi hastalığa karşı antikor üretir.

Cevap Anahtarı: B) Kloroplastlar -. Bitki hücrelerinde, fotosentez süreci gerçekleştirilir ve bu süreçte ışığın yakalanması ve enerji üretilmesi için özel yapılar olan kloroplastlar bulunur. Kloroplastlar, bitkilerde bulunan yeşil pigmentler olan klorofil içerir ve güneş ışığını yakalayarak bu enerjiyi kullanarak glikoz gibi organik bileşiklerin sentezlenmesini sağlar. Kloroplastlar, bitkilerin enerji üretimi ve besin sentezi için hayati öneme sahip olan fotosentez sürecini gerçekleştirir.

Cevap Anahtarı: D) Hücrenin merkezinde yer alan çekirdek benzeri yapı. Prokaryotik hücrelerde, nükleoit hücrenin merkezinde yer alan çekirdek benzeri bir yapıdır. Bu yapı, genetik materyal olan DNA'nın bulunduğu bölgedir. Prokaryotik hücrelerde çekirdek zarı bulunmadığı için nükleoit, hücre zarı içinde değil, hücrenin sitoplazmasında yer alır. Nükleoit, DNA'nın düzenlenmesi ve genetik bilginin kontrolü için önemli bir rol oynar.

Cevap Anahtarı: C) ATP sentezi. Mitokondri, hücrede enerji üretiminin gerçekleştiği organeldir. Bu enerji üretimi ATP (adenozin trifosfat) moleküllerinin senteziyle sağlanır. Mitokondride, hücre solunumu adı verilen bir dizi kimyasal reaksiyon gerçekleşir ve bu süreçte glukoz ve diğer besin moleküllerinden enerji açığa çıkararak ATP sentezlenir. Bu nedenle mitokondri, ATP sentezinin gerçekleştiği yerdir.

Cevap Anahtarı: E) Hayvanlar ve protistler. Hücre çeperi, bitkiler, mantarlar ve bazı protistler gibi bazı canlı türlerinde bulunan bir yapıdır. Ancak hayvanlar ve diğer protistler hücre çeperine sahip değillerdir. Hayvan hücreleri, esnek bir hücre zarı ile çevrilidir ve hücre çeperi bulunmaz. Benzer şekilde, protistler de çeşitli yapısal özelliklere sahip olabilirler ve bazıları hücre çeperi içermeyebilir.

Sorunun cevap anahtarı, seçenek C olan "DNA, nükleotidlerden oluşan bir çift sarmal yapısına sahiptir." olarak belirlenir. DNA molekülü, nükleotid adı verilen yapı birimlerinden oluşur ve çift sarmal olarak düzenlenmiştir. Her bir nükleotid, bir şeker molekülü (deoksiriboz), bir fosfat grubu ve bir baz (adenin, timin, guanin veya sitozin) içerir. DNA molekülü, nükleotidlerin tekrarlayan bir dizisinden oluşur. Her bir nükleotid, deoksiriboz şekerine, bir fosfat grubuna ve bir baz gruplarından birine sahiptir. Bu bazlar adenin (A), timin (T), guanin (G) ve sitozin (C) olabilir. DNA molekülü, bu nükleotidlerin çift sarmal yapısında düzenlenir, ve bazların birbirleriyle belirli baz eşleşmeleri yaparak iki zinciri bir arada tutar.