7.Sınıf Çevre Eğitimi 1.Dönem 2.Yazılı

Aşağıdakilerden hangisinin çevre kirliliğine neden etmenler arasında olmadığı soruluyor. Şıklar arasında yer alan diğer seçenekler (A, B ve D) çevre kirliliği ile ilişkilendirilebilir. Ancak "C) Yenilenebilir enerji kaynakları" çevre kirliliğine neden olmaz; aksine çevre dostu ve sürdürülebilir enerji üretimini destekler.

Cevap Anahtarı: "A) Beslenme sorunları" Tarım alanlarının hızlı nüfus artışı ve sanayileşme ile azalması, gıda üretiminin azalmasına ve tarımsal ürünlerin yetersiz hale gelmesine neden olabilir. Bu da beslenme sorunlarına yol açabilir, çünkü azalan tarım ürünleri gıda güvenliği ve yeterli beslenme ihtiyacını karşılayamayabilir.

Aşağıdakilerden hangisinin hava kirliliğine neden olmadığı soruluyor. Şıklar arasında yer alan diğer seçenekler (A, B ve C) hava kirliliği ile ilişkilendirilebilir. Ancak "D) Suni gübrenin kullanılmaması" hava kirliliğine doğrudan neden olmaz; bu durum toprak ve su kirliliği ile daha çok ilişkilendirilir.

Fosil yakıt kullanımının sonuçları arasında yer almayan seçenek, "C) Kullanılabilir kaynak sayısını artırır" seçeneğidir. Fosil yakıtların kullanımı, doğal kaynakları tüketir ve gelecekte kullanılabilir kaynakları azaltırken, aynı zamanda çevresel sorunlara ve iklim değişikliğine neden olan faktörlerden biridir.

Plansız kentleşme ve kaçak yapılaşma, doğal çevrenin bozulmasına neden olabilir ve bu durum hava kirliliği, su kirliliği ve doğal dengenin bozulması gibi etkileri beraberinde getirebilir. Ancak "C) Küresel ısınmanın azalması" bu süreçlerle doğrudan ilişkilendirilmemelidir. Plansız kentleşme ve kaçak yapılaşma genellikle enerji tüketimini artırabilir ve çevresel etkileri artırabilir, dolayısıyla küresel ısınmanın azalması ile ilişkilendirilmez.

Nüfusu diğerlerine göre farklı bir alanda etkileyen seçenek "B) Öğrenim ihtiyaçları"dır. Diğer seçenekler (yer altı kaynakları zenginliği, besin temini, su kaynaklarının çokluğu) genellikle coğrafi ve doğal koşullarla ilişkilendirilirken, öğrenim ihtiyaçları bölgesel olarak eğitim altyapısı ve eğitim kaynaklarına bağlı olarak nüfus dağılımını etkileyebilir.

Dünya nüfusunu etkileyen ekonomik sebeplerden biri, tarım faaliyetleridir. Tarım, insanların temel besin ihtiyaçlarını karşılaması ve geçimini sağlaması için önemli bir ekonomik faaliyettir. Tarımın verimliliği, istihdam sağlama potansiyeli ve gıda üretimine etkisi, nüfusun büyümesini ve dağılımını etkileyebilir.

"Dünya nüfusunu etkileyen doğal sebeplerden biri değildir" sorusunun cevabı "C) Turizm"dır. Diğer seçenekler (iklim koşulları, verimli topraklar, doğal afetler) doğal faktörlerdir ve nüfus dağılımını etkileyebilirken, turizm insan yapımı bir etkinliktir ve doğal faktörlerden ziyade ekonomik ve sosyal faktörlere bağlı olarak nüfusu etkiler.

Nüfus artışının çevre kirliliğine neden olabileceği (I) ve nüfus artışının tüketimi artırabileceği (III) ifadeleri doğrudur. Ancak, "II. Nüfusun artması ile doğal kaynaklara duyulan ihtiyaç azalmaktadır." ifadesi yanlıştır, çünkü nüfus artışı genellikle doğal kaynaklara olan ihtiyacı artırır. Doğru Cevap: "C) I ve III"

Verilen seçeneklerden hangisi veya hangileri dünya üzerindeki nüfus hareketliliğinin sebepleri arasında gösterilebilir sorusunun cevabı "D) I, II ve III"tür. Nüfus hareketliliği, ekonomik, kültürel ve sosyal faktörlerin bir kombinasyonuyla etkilenebilir. Ekonomik sebepler, insanların iş ve gelir fırsatlarını aramak için yer değiştirmesine neden olabilir. Kültürel sebepler, farklı kültürleri ve yaşam tarzlarını deneyimlemek isteyenlerin göç etmesine neden olabilir. Sosyal sebepler ise aile, arkadaşlar veya toplulukla birleşme gibi nedenlerle nüfus hareketliliğine yol açabilir.

Verilen ifadeler arasında doğru olmayan ifade "B) Yeryüzünde besin temini her bölgede eşit olarak yayılmıştır." ifadesidir. Gerçekte, dünya üzerinde besin temini eşit olarak dağılmamıştır. Bazı bölgelerde tarımın ve besin üretiminin daha verimli olduğu, bazı bölgelerde ise besin yetersizliği yaşandığı bilinmektedir.

Verilen ifadeler arasında yanlış olan "D) Doğadaki maddeler sonsuzdur" ifadesidir. Doğadaki maddelerin miktarı sınırlıdır ve sonsuz değildir. Doğada döngüsel bir şekilde dolaşan maddelerin miktarı belirlidir.

Canlıların diş, kemik ve nükleik asit yapısında bulunan ve doğadaki madde döngüsünde yer alan madde "C) Fosfor"dur. Fosfor, canlı organizmalar için önemli bir elementtir. Diş ve kemik yapısında kalsiyum fosfat olarak bulunurken, nükleik asitlerin temel yapı taşlarından biri olan fosfat grubu içerir.

Doğru cevap "C) Fosfor" olacaktır. Fosfor, daha çok atmosferde ve canlı organizmaların yapısında protein, nükleik asit ve enerji taşıyan moleküllerde bulunan bir elementtir.

Atmosferdeki sera gazının etkisini artırarak küresel ısınmaya sebep olan gaz, "Karbondioksit" (CO2) gazıdır. Karbondioksit, fosil yakıt yakma, endüstriyel faaliyetler ve ormansızlaşma gibi insan etkinlikleri sonucu atmosfere salınır ve sera etkisi oluşturarak dünya sıcaklıklarının yükselmesine neden olur.

Dünya Meteoroloji Örgütü'nün kısaltması "WMO" (World Meteorological Organization) olarak kullanılır. Bu örgüt, meteoroloji ve iklim bilimleri alanında uluslararası işbirliğini teşvik eder ve meteorolojik hizmetlerin geliştirilmesine katkı sağlar.

Solunum yapan canlıların oksijeni alarak karbondioksit ürettiği ve bitkilerin bu karbondioksiti alarak fotosentez yaparak oksijen ürettiği döngü, "Karbon Döngüsü" olarak adlandırılır. Bu döngüde karbon bileşikleri doğada dolaşırken, canlı organizmaların yaşamsal faaliyetleri ve ekosistem süreçleri üzerinde etkili olurlar.

Doğada, karbon büyük bir kısmı "karbondioksit" (CO2) şeklinde bulunur. Karbondioksit, atmosferde bulunan ve canlı organizmalar tarafından solunum ve fotosentez yoluyla kullanılan önemli bir gazdır. Fotosentez sırasında bitkiler tarafından karbondioksit alınarak oksijen üretilir.

Verilen öncüller, canlıların atıklarının toprağa karışması ve bakteriler tarafından parçalanarak toprağın yapısına katılması gibi süreçlerle ilgilidir. Bu süreçler, organik maddelerin ayrışması ve karbonun doğal döngüsünün bir parçasını oluşturan "Karbon Döngüsü"ne aittir.

Su döngüsü, suyun farklı formlarda (buhar, sıvı, katı) atmosferde dolaşıp yeryüzüne geri dönmesini ifade eder. Atmosferde yoğunlaşarak su damlacıkları oluşturan su buharı, yağmur, kar, dolu veya diğer yağış şekilleri olarak yeryüzüne geri dönebilir. Ancak "rüzgar şeklinde" bir su dönüşümü söz konusu değildir. Rüzgarlar, atmosferdeki hava hareketlerinin sonucu olarak oluşurlar ve su buharının yoğunlaşmasından kaynaklanmazlar.

Yüzeyde bulunan suyun gökyüzüne çıkması su döngüsünün başlangıcıdır ve bu adıma "Buharlaşma" denir. Su buharı haline gelerek atmosfere yükselir, buharlaşma sırasında sıvı halden gaz haline geçiş gerçekleşir.

Doğada bulunan suyun sürekli olarak döngü halinde kullanılmasını sağlayan süreç "su döngüsü" olarak adlandırılır. Bu döngüde su buharı havaya yükselir, yoğunlaşarak bulutları oluşturur, yağış olarak yeryüzüne düşer, akarsulara ve göllere geri döner, buharlaşır ve tekrar havaya karışır. Bu süreçte suyun miktarı değişmez, ancak farklı formlarda (buhar, sıvı, katı) döngü içinde hareket eder.

Dünyanın yüzeyinin büyük bir kısmı su ile kaplı olmasına rağmen içilebilir ve kullanılabilir su kaynakları oldukça sınırlıdır. Bu nedenle içilebilir ve kullanılabilir su oranı düşüktür. Genel olarak, dünya yüzeyinin sadece yaklaşık %1'i içme suyu olarak kullanılabilecek durumdadır.

Doğada yaşamın sürekliliği için madde döngüsünde devirli olarak kullanılan maddeler arasında su, oksijen ve fosfor bulunmaktadır. Bu maddeler çeşitli süreçlerde döngü içinde kullanılır ve sürekli olarak geri dönüşüm sağlarlar. Tuz ise özünde bir bileşiktir ve genellikle birleşimler sonucu oluşur. Doğada tuzun kendine özgü bir devir döngüsü bulunmamaktadır.

Doğada yaşamın devam edebilmesi için canlı ve cansız varlıklar arasında gerçekleşen denge ve sirkülasyon, "Madde Döngüsü" olarak adlandırılır. Bu süreçte, elementler ve maddeler canlı organizmalar ve ekosistemler arasında dolaşır, kullanılır, ayrışır ve yeniden oluşur.

Yüzlerce yıl boyunca çevremizdeki canlılar su ve oksijeni sürekli olarak tüketirler ancak bu kaynaklar tükenmez çünkü doğadaki maddelerin sürekliliği ve döngüsü sayesinde yeniden üretilirler. Su ve oksijen gibi kaynaklar, doğada devir daim eden maddelerdir. Su döngüsü ve oksijen döngüsü gibi süreçler, bu kaynakların tükenmemesini sağlayarak yaşamın sürdürülmesini mümkün kılar.