2023-2024 5.Sınıf Temel Dinî Bilgiler Dersi 1.Dönem 1.Yazılı Soruları (2021-10-01)

Cevap anahtarı A seçeneğidir. "Ben şehadet ederim ki Allah’tan başka ilah yoktur. Ve yine şehadet ederim ki Muhammed O’nun kulu ve resulüdür." ifadesi "Kelime-i şehadet" olarak adlandırılır. Teşekkür ederim düzeltmeniz için. "Kelime-i şehadet" veya "Şehadet kelimesi", İslam dininde inanç esaslarını ifade eden temel bir ifadedir. Bu ifadede Allah'ın birliği vurgulanır ve sadece Allah'a ibadet ettiği kabul edilen bir inancı ifade eder. "Kelime-i tevhid" ifadesi de aynı anlama gelir ve İslam inancının temel bir parçasıdır.

Cevap anahtarı: C) Sünnet. Soruda "Peygamber efendimizin yaşam tarzı, sözleri ve davranışları" anlamına gelen bir kavram sorulmaktadır. Bu kavram "sünnet" olarak adlandırılır. Sünnet, İslam peygamberi Hz. Muhammed'in (s.a.v) örnek davranışları, sözleri ve yaşam tarzını takip etmek anlamına gelir. İslam dini açısından sünnet, farz ve vacip gibi önemli bir ibadet ve yaşam tarzı kavramıdır.

Cevap anahtarı: D) I, II ve III. Soruda, "İlah" kelimesinin anlamları verilmiş ve hangi anlamların doğru olduğu sorulmuştur. İlah kelimesi, bir veya birden fazla tanrıya olan inancı ifade eder. Verilen ifadelerde "gönülden bağlanılan," "kulluk edilen" ve "yüceliği karşısında hayranlık duyulan" anlamları, "İlah" kelimesinin anlamlarına uygun düşer. Dolayısıyla, I, II ve III ifadeleri "İlah" kelimesinin anlamlarını içerir.

Cevap anahtarı D seçeneğidir. "Kelime-i Tevhid"i canı gönülden okuyan birisi I, II ve III ifadelerini kabul eder. "Kelime-i Tevhid", İslam dinindeki temel inanç ifadelerini içeren önemli bir dua veya ifadedir. Bu ifade, Allah'ın birliğini ve tek ilah olduğunu kabul eder (II), ayrıca Hz. Muhammed'in Allah'ın peygamberi olduğunu da kabul eder (III). "Allah'ın varlığına ve birliğine olan inancını ifade eder" ifadesi (I) da "Kelime-i Tevhid" içerisinde yer alır. Dolayısıyla, "Kelime-i Tevhid"i canı gönülden okuyan birisi I, II ve III ifadelerini kabul eder.

Doğru cevap B) Kelime-i Tevhid'dir. Yukarıdaki ifade, "Kelime-i Tevhid" olarak bilinen İslam inancının en temel ifadesidir. "Lâ ilâhe illallâh" şeklinde okunur ve "Allah'tan başka ilah yoktur" anlamına gelir. Bu ifade, Allah'ın birliğine, yegane ilah oluşuna ve hiçbir şeyin O'na denk olmadığına inancı ifade eder.

Doğru cevap A seçeneğidir. Hadiste boş bırakılan yere "güzel ahlak" gelmelidir. Hadiste Hz. Muhammed (SAV), "Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim." ifadesiyle peygamberlik misyonunun ana hedefinin insanlara güzel ahlakı öğretmek ve onları güzel ahlakla donatmak olduğunu ifade etmektedir.

Yukarıdaki verilen niteliklerin tamamı, Müslümanlarda olması gereken güzel ahlaki özelliklerdir. Bu nedenle, doğru cevap A) 6'dır. Yukarıdaki liste, İslam inancında önemli görülen ahlaki değerlerden oluşmaktadır. Doğruluk, cesaret, güvenirlik, cömertlik, yardımseverlik ve tevazu, Müslümanlar için örnek alınması gereken erdemlerdir ve İslam dini tarafından teşvik edilir. Bu niteliklerin hepsi İslam toplumunda olumlu bir karakterin işaretleridir ve Müslümanların hayatlarında uygulamaları öğütlenir.

Doğru cevap D seçeneğidir, yani I, II ve III. Yukarıdaki ifadelerden I. İman, II. İbadet ve III. Güzel ahlak, sorumlu olduğumuz alanlar arasındadır. İman, inancımızın temelini oluştururken; ibadetler, dinimizin gerektirdiği ritüel ve pratiklerdir; güzel ahlak da hayatımızın her alanında sergilememiz gereken doğru ve güzel davranışları içerir. Bu üç alan, İslam inancında önemli bir yer tutar ve Müslümanlar olarak üzerimize düşen görevler arasındadır.

Yukarıdaki boşluğa gelmesi gereken doğru cevap B) Allah'ın'dır. Soruda belirtilen cümlede, dinimizdeki ibadetlerin neden yapıldığına dair bir ifade bulunmaktadır. İbadetler, yalnızca Allah'ın rızasını kazanmak amacıyla gerçekleştirilir. İslam inancına göre, insanlar ibadetleri sadece Allah'a yönelerek ve O'nun hoşnutluğunu kazanmak için yerine getirirler. Bu nedenle, doğru cevap Allah'ın olacaktır.

Doğru cevap C seçeneğidir, yani I, II ve III. Yukarıdaki eşleştirmelerde verilen ifadeler doğrudur. I. Oruç tutmak, nefsimizin sınırsız arzu ve isteklerini terbiye eder; yeme, içme ve dünya hazlarından uzak durarak ruhsal arınmayı sağlar. II. Zekat, bencillikten kurtarır; malın bir kısmını fakirlere ve ihtiyaç sahiplerine yardım etmek suretiyle toplumsal dayanışmaya ve yardımlaşmaya katkı sağlar. III. Hacca gitmek, inananları kardeş yapan gücü hissettirir; müslümanlar farklı coğrafyalardan gelerek Kabe'yi ziyaret eder ve birlik, beraberlik ve kardeşlik duygusunu yaşarlar.

Bu sorunun cevap anahtarı D) Kaza ve kadere inanmak'tır. İslam'ın esasları, İslam dininin temel prensipleri ve inançlarıdır. Bu soruda verilen dört seçenek arasında, kaza ve kadere inanmak diğerleri gibi İslam'ın esaslarından biri değildir. İslam dininde, kaza ve kader inancı, imanın altı şartından biridir ancak İslam'ın beş esasından biri değildir. Diğer seçenekler olan kelime-i şehadet getirmek, oruç tutmak ve zekat vermek ise İslam'ın temel esaslarındandır.

Doğru cevap C seçeneğidir, yani "Zekat vermek." İslam'ın esasları, inanan bir müslümanın iman etmesi gereken temel konuları ifade eder. Bunlar Allah'ın varlığına inanmak, peygamberlere inanmak, meleklere inanmak, kutsal kitaplara inanmak ve ahiret gününe inanmaktır. Zekat vermek ise İslam'ın beş şartından biridir, ancak imanın esaslarından biri değildir. İman esasları inançla ilgili konuları içerirken, ibadetler ve sosyal sorumluluklar ayrı bir kategoridedir.

Özür dilerim, ancak D) I ve III yanlış bir seçenektir. Aslında verilen ifadelerin tamamı doğrudur. İslam diniyle ilgili olarak: I. İnsanın fıtratına uygun bir dildir: Kur'an, insanın doğasına ve yaratılışına uygun bir mesaj taşır ve insanın içinde bulunduğu durumu anlamasına yardımcı olur. II. Emirlerini uygulamak insana zor gelmektedir: İslam, insanlara hayatlarında doğruyu ve adaleti uygulamayı öğütler, ancak bazen insanlar için zorlayıcı olabilir ve bu nedenle iman ve irade gücü gerektirir. III. Aşırılıklardan uzak, orta yolu esas alan bir dindir: İslam dini, aşırılıklardan uzak durmayı ve dengeli bir yaşam tarzı sürmeyi öğütler, bu nedenle orta yolu benimser.

Evet, doğru cevap A seçeneğidir: "İman -- İslam." İlk boşluğa "İman" gelmelidir çünkü iman, kişinin iç dünyasında Allah'a olan inancı ve kalpteki bir teslimiyetini ifade eder. İkinci boşluğa ise "İslam" gelmelidir çünkü İslam, bu içten inancın pratik hayatta gösterilmesi, Allah'ın emirlerine uygun davranışlar ve ibadetlerle yaşanması anlamına gelir. Bu bağlamda, cümlenin tamamı şu şekilde olmalıdır: "İman kalptedir, İslam ise kalptekini davranışlarla en güzel şekilde yansıtılmasıdır."

Evet, doğru cevap "D) İslam imandan ayrı bir kavram ve niteliktir." seçeneğidir. İslam, imandan ayrı bir kavram ve niteliktir. İslam, Allah'ın son peygamberi Hz. Muhammed'e (s.a.v) aracılığıyla insanlara gönderilen ve teslimiyet, barış ve kurtuluş anlamlarını taşıyan bir dindir. İman ise, İslam'ın temel esaslarından biridir ve müminlerin Allah'a olan bağlılığını ifade eder. İman, kişinin kalbinde gerçekleştirdiği bir inanç eylemidir ve İslam'ın olmazsa olmazlarından biridir. Dolayısıyla, İslam ve iman birbirinden ayrılamaz bir şekilde birbirini tamamlayan kavramlardır. Bu nedenle "D) İslam imandan ayrı bir kavram ve niteliktir" ifadesi doğru değildir.

Bu sorunun cevap anahtarı "C) İman" kelimesidir. "İman," hem günlük dilde inanmak ve güvenmek anlamında kullanılan bir kelime, hem de dini terim olarak Yüce Allah'a inanmak ve O'nun varlığına, birliğine, peygamberlere, meleklere, kutsal kitaplara inanmak anlamlarını içerir. "Tevhid" ise İslam dini açısından, Allah'ın birliği ve eşsizliği anlamına gelirken, "İslam" kelimesi daha geniş kapsamlı olup sadece inanmak değil, aynı zamanda teslim olmak, Allah'ın emirlerini uygulamak ve ibadet etmek anlamına gelir. "Tecvid" ise Kur'an'ın doğru okunuşunu ve tajvid kurallarını ifade eder. Dolayısıyla, doğru cevap "C) İman" kelimesidir.

Bu sorunun cevap anahtarı "C) Müslüman" seçeneğidir. İslam dinine inanan bireylere "Müslüman" adı verilir. Müslümanlar, İslam dininin inanç ve ibadetlerini benimseyen, Allah'a inanan ve Hz. Muhammed'in (s.a.v) peygamberliğini kabul eden kişilerdir. "Müşrik" ise birden fazla tanrıya inananlara, "Münafık" ikiyüzlü davranan, samimiyetsiz kişilere, "Bedevi" ise çölde göçebe hayat süren Arap kabilelerine verilen isimlerdir. Dolayısıyla, doğru cevap "C) Müslüman" seçeneğidir.

Bu sorunun cevap anahtarı "A) amel" kelimesidir. Soruda bahsedilen davranışlar bütünü, bir müminin dinin emirlerini yerine getirme çabası ve ibadetlerini yapması anlamına gelir. Bu tür davranışlar, İslam dini açısından "amel" olarak adlandırılır. Amel, bir kişinin inancını pratiğe döken ve Allah'ın rızasını kazanmak için yapılan her türlü iyi iş ve ibadettir. Fıtrat, insanın doğuştan sahip olduğu tabiî yaratılışı ifade ederken, "mabut" kelimesi tapılan veya ibadet edilen anlamına gelir ve bu bağlamda boşluğa uymaz. "Din" kelimesi ise genel bir ifade olup, özneyi belirtmeyerek amelden daha geniş kapsamlı bir anlam taşır. Dolayısıyla, doğru cevap "A) amel" kelimesidir.

Bu sorunun cevap anahtarı "D) Tahrif" kelimesidir. Tahrif, bir şeyin aslını bozarak orjinalliğini kaybetmesine neden olan bir durumu ifade eder. Bu terim, özellikle dini metinlerde kullanılarak kutsal kitapların değiştirilmesi veya bozulması anlamında da kullanılır. Yani bir bilgi, metin veya nesnenin sahip olduğu aslına uygunluğunun kaybedilmesi ve değiştirilmesi durumu tahrif olarak adlandırılır. "Fıtrat" kelimesi, doğuştan gelen tabiî yaratılışı ifade ederken; "Tevhid" kelimesi, Allah'ın birliğine ve bir olmasına inanma anlamını taşır. "Yozlaşma" ise bir şeyin bozulma veya değerini yitirme durumunu genel olarak ifade eder, ancak "tahrif" gibi özgün bir şekilde bir şeyin aslını bozma anlamını taşımaz. Dolayısıyla, doğru cevap "D) Tahrif" kelimesidir.

Bu sorunun cevap anahtarı "C) fıtrat" seçeneğidir. "Fıtrat", Allah'ın insanı, doğuştan itibaren onun emir ve yasaklarına uymaya yatkın bir şekilde yaratması anlamına gelir. İnsanın içinde doğuştan gelen bu eğilim, onu doğru yola yönlendiren ve Allah'a ibadet etmeye yatkın kılan özelliğidir. Fıtrat kavramı, İslam inancında önemli bir yere sahiptir ve insanın Allah'a olan yakınlığını ve bağlılığını ifade eder. Dolayısıyla, doğru cevap "C) fıtrat" seçeneğidir.

Bu sorunun cevap anahtarı "C) Kurban kesmek" seçeneğidir. İslam'ın şartları, müminlerin inançlarını ve ibadetlerini yerine getirmesi gereken temel görevleri ifade eder. İslam'ın beş şartı şunlardır: Kelime-i Şehadet getirmek, namaz kılmak, oruç tutmak, zekat vermek ve hacca gitmektir. Bu beş şart, her Müslümanın yapması gereken temel görevlerdir ve İslam dininin temel esaslarını oluştururlar. "Kurban kesmek" ise İslam dininde önemli bir ibadet olmasına rağmen, İslam'ın beş şartından biri olarak kabul edilmez. Kurban kesmek, İslam'ın şartlarından bağımsız olarak yapılabilecek bir ibadettir. Dolayısıyla, doğru cevap "C) Kurban kesmek" seçeneğidir.

Bu sorunun cevap anahtarı "D) İslam dininde hiçbir şekilde savaş hoş görülmemiştir." ifadesidir. Çözüm açıklamasına gelirsek: A) İslam dini kolaylık dinidir: Doğrudur. İslam, insanların gücünün yettiği ölçüde ibadetleri yerine getirme esasına dayanır ve yükümlülükleri kişinin durumuna göre kolaylaştırır. B) İslam dini dünya ve ahiretin dengesini amaçlar: Doğrudur. İslam dini, insanların dünya ve ahiret mutluluğunu elde etmelerini hedefler ve dünya hayatında da ahiret hayatında da dengeli bir yaşam sürmeyi öğütler. C) İslam dinin tevhid inancı üzerinedir: Doğrudur. İslam, tevhid inancını temel alır ve bir tek Allah'a inanmayı ve O'na ibadet etmeyi esas kabul eder. D) İslam dininde hiçbir şekilde savaş hoş görülmemiştir: Bu ifade yanlıştır. İslam, sadece savunma amacıyla savaşmayı ve masumların zarar görmemesini esas alan adil savaşları kabul eder. Ancak saldırganlık veya masumları hedef alan savaşlar hoş görülmez. Dolayısıyla, doğru cevap "D) İslam dininde hiçbir şekilde savaş hoş görülmemiştir." ifadesidir. İslam dininde savaşlar, sadece adil sebeplerle ve masumların zarar görmemesi için sınırlandırılmıştır.

Bu sorunun cevap anahtarı "B) Evrensel olması" seçeneğidir. İslam dininin tüm zamanlara ve yerlere gönderilmesinin özelliği "evrensel" olmasıdır. İslam, sadece belli bir coğrafi bölgeye veya zamana özgü bir din değildir; aksine, tüm insanlık için geçerli olan evrensel bir din olarak kabul edilir. İslam'ın temel inançları ve değerleri, insanlığın her zaman ve her yerde ihtiyaç duyduğu evrensel ilkeleri içerir. Bu nedenle, İslam dini, insanların farklı kültürlerde, coğrafyalarda ve zaman dilimlerinde yaşadığı her yerde ve her dönemde uygulanabilir ve geçerlidir.

Bu sorunun cevap anahtarı "B) Aşırılıktan uzak olduğuna" yönlendirmektedir. Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav), Sa'd b. Ebi Vakkas'a malının tamamını sadaka olarak dağıtmasına izin vermemiş ve sadece malının üçte birini sadaka olarak dağıtabileceğini belirtmiştir. Bu olay, İslam dininin aşırılıklardan uzak olma özelliğine dikkat çeker. İslam dininde, aşırıya kaçmak veya aşırı davranışlar sergilemek yerine dengeli ve orta yolu takip etmek teşvik edilir. Sadaka vermek ve hayır işleri yapmak teşvik edilirken, malın tamamını sadaka olarak dağıtmak gibi aşırı davranışlar hoş görülmez. Bu nedenle, Peygamberimizin Sa'd b. Ebi Vakkas'a üçte birini sadaka olarak dağıtması konusu, İslam dininin aşırılıktan uzak ve dengeli bir din olduğuna işaret eder.

Bu sorunun cevap anahtarı "D) Sevgi dini olduğunu" seçeneğidir. Verilen hadis, İslam dininin en önemli özelliklerinden biri olan sevgi kavramını vurgulamaktadır. Hadiste belirtilen "birbirinizi sevmedikçe gerçek anlamda iman etmiş olamazsınız" ifadesi, İslam'ın sevgi, hoşgörü ve kardeşlik duygularının önemine işaret eder. İslam dini, insanlar arasında sevgi, saygı, dayanışma ve barışın egemen olduğu bir toplum idealini benimser. Bu nedenle, bir Müslümanın gerçek anlamda iman etmesi için diğer insanlara karşı sevgi ve saygı duyması, onlarla iyi ilişkiler kurması gerektiği vurgulanır. Bu hadis, İslam dininin sevgi ve hoşgörü temelleri üzerine kurulu olduğunu ve bireyler arasında kardeşlik bağlarının güçlü olmasının önemini vurgular.