10.Sınıf Tarih 2.Dönem 2.Yazılı

Metinde vakıfların Osmanlı toplumundaki çok yönlü katkıları detaylı bir şekilde anlatılmıştır. Bu soru, öğrencinin vakıfların devletteki işlevlerini anlamasını hedefler.

Bu soru, vakıfların gelişiminin ardındaki temel nedenleri anlamayı amaçlar. Öğrenci, devletin gücüyle vakıflar arasındaki ilişkiyi analiz etmelidir.

"Kapı" kelimesi, Türk İslam devletlerinde devleti simgelemiştir. Bu nedenle "kapı halkı" ifadesi, devlete hizmet edenleri ifade etmek için kullanılmıştır. Zamanla bu kavramın içeriği genişlemiş ve saraydaki tüm görevlileri kapsar hale gelmiştir. Tanzimat Dönemi'ndeki ıslahatlarla bu sistem zayıflamaya başlamıştır.

Divân-ı Hümâyun, farklı alanlarda uzmanlaşmış üyelerden oluşuyordu. Her bir üye, kendi uzmanlık alanıyla ilgili konularda divana bilgi verir ve karar alma sürecine katkıda bulunurdu. Bu sayede devlet işleri daha etkin bir şekilde yürütülürdü.

Fatih Sultan Mehmet, devletin merkezi otoritesini güçlendirmek ve taht kavgalarını önlemek amacıyla bir dizi düzenleme yapmıştır. Bu düzenlemeler, devletin daha istikrarlı ve güçlü bir şekilde yönetilmesini sağlamayı amaçlamıştır.

Müsadere sistemi, devletin yolsuzlukla mücadele etmek ve haksız kazanç elde edenlerin mallarına el koyarak devlet gelirlerini artırmak amacıyla uyguladığı bir yöntemdi. Bu sistem, devletin gücünü ve otoritesini göstermede de etkili olmuştur.

İstanbul'un Fethi, Osmanlı Devleti'nin ekonomik refahını artırmış ve onu dönemin önemli bir ticaret merkezi haline getirmiştir.

İstanbul'un coğrafi konumu, hem ticari hem de askeri açıdan büyük avantajlar sağlamıştır. İki kıtayı birbirine bağlaması, ticaret yollarının kesişim noktası olması ve boğazlara hakimiyeti, onu bölgedeki güç dengeleri için kritik bir öneme sahip kılmıştır.

Osmanlı Devleti, önceki başarısız kuşatmaları göz önünde bulundurarak stratejik bir yaklaşım sergilemiştir. Askeri gücünü artırmanın yanı sıra diplomatik ilişkiler kurarak da fetih sürecini kolaylaştırmayı amaçlamıştır.

Fatih'in bu tutumu, İstanbul'un hızla yeniden imar edilmesine ve şehrin sosyal ve ekonomik olarak canlanmasına katkıda bulunmuştur. Ayrıca, Osmanlı Devleti'nin farklı dinlere mensup toplulukları bir arada yaşatma politikasının da bir örneğidir.

1. Metinde, Avrupalıların yerli halkları "vahşi, barbar ve cahil" olarak nitelendirdiği belirtilmektedir. 2. Metinde, keşifler sonrası Avrupa'daki işsizliğin azaldığı ve klasik ticaret yollarının önemini yitirdiği ifade edilmektedir. 3. Metinde, Amerikan gümüşü ve altınının enflasyonu körüklediği ve bankerlerin faaliyetlerini artırdığı belirtilmektedir. 4. Metinde, Osmanlı Devleti'nin Doğu Akdeniz ticaretini kontrol altında tutarak adı geçen devletlerle ilişkilerini geliştirdiği ifade edilmektedir. 5. Metinde, Osmanlı Devleti'nin kapitülasyonlarla ekonomik ve siyasi amaçlar güttüğü belirtilmektedir. 6. Metinde, Avrupalı gemilerin Doğu Akdeniz'e değerli madenler getirdiği ifade edilmektedir. 7. Metinde, Osmanlı'nın Avrupa sermayesini çektiği, ancak bunun zamanla olumsuz sonuçlar doğurduğu belirtilmektedir. 8. Metinde, Portekizlilerin faaliyetlerinin Osmanlı'nın Akdeniz ticaretini olumsuz etkilediği ifade edilmektedir. 9. Metinde, Hint Deniz Seferleri sonucunda Osmanlı'nın belirli bölgelerde kontrol sağladığı belirtilmektedir. 10. Metinde, Piri Reis'in Hint Okyanusu'nda bazı başarısızlıklar yaşadığı ve idam edildiği belirtilmektedir.

Osmanlı tarihi ile ilgili temel bilgileri ölçmeyi amaçlayan bir eşleştirme sorusudur.